Kategori arşivi: BSL – Türkiye Basketbol Ligi

Tofaş, Gelişim Koleji Maçına Hazır

tofas-gelisim kolaji

 

 

 

 

 

 

 

 

Ligde 23. haftanın açılış maçında TOFAŞ yarın İzmir’de Gelişim Koleji’ne konuk olacak.

Türkiye Basketbol Ligi 23. hafta maçında TOFAŞ, 26 Şubat Cuma günü saat 14.00’te Gelişim Koleji Spor Salonu’nda Gelişim Koleji’ne konuk olacak. Mücadeleyi Uğur Özen, Can Mavisu ve Duhan Köyiçi hakem üçlüsü yönetecek.

Ligin ilk yarısında Bursa’da oynanan maçta TOFAŞ rakibini 89-73 yenmeyi başarmıştı.

Bu maç öncesinde Kırmızı Beyazlılar’da cezalı olan Kaloyan Ivanov dışında eksik oyuncu bulunmuyor.

BANVİT’ten Radosevic’e Onur Ödülü

Banvit, dün oynadığı Trabzonspor maçı öncesinde eski oyuncusu  ve takım kaptanı Miroslav Radosevic’e onur ödülü verdi.

  2004-2005, 2005-2006 ve 2006-2007 sezonlarında Banvit forması giyen, aynı zamanda yeşil-turunculu ekibin kaptanlığını da yapan Miroslav Radosevic Banvit’i ziyaret etti. Şu an ülkesinde sahibi ve yöneticisi olduğu firması ile iş yaşamına devam eden aynı zamanda da bir spor kulübünün yöneticiliğini yapan Radosevic’in ziyareti, hem Banvit’teki eski dostlarıyla bir araya gelme, hem de yöneticisi olduğu firma ve spor kulübü ile Banvit arasındaki iş ilişkilerini geliştirme amacını taşıdı. Radosevic’in Banvit’teki ziyaretinin son gününde son gününde duygulu anlar yaşandı.

Banvit Kara Ali Acar Spor Salonu’nda oynanan Banvit – Trabzonspor maçı öncesinde düzenlenen törenle eski Sırp Basketbolcu’ya, Banvit’e yaptığı özverili ve başarılı hizmetlerin anısına Onur Ödülü verildi. Banvit Basketbol Kulübü Başkanı Özkan Kılıç tarafından takdim edilen ödül sonrasında Radosevic ve Başkan Özkan Kılıç Trabzonspor maçını birlikte izlediler.

BANVİT’te Keith Simmons Türk Statünde Oynayabilecek

Türkiye Basketbol Federasyonu, Banvit Basketbol Kulübü oyuncusu Keith M. Simmons’un, Türk Vatandaşlığına kabul edilmesine rağmen Türk Sporcu statütüsünde oynayıp oynayamayacağı ile ilgili olarak nihai kararını verdi. Basketbolcu önümüzdeki sezon Türk Sporcu Statüsünde oynayabilecek.

Keith M. Simmons’un Türk Vatandaşlığı’na kabul işlemleri aslında TBF tarafından verilen son başvuru tarihi olan 31 Ağustos 2011’den ( daha sonra 05 Eylül’e uzatıldı ) önce bitmişti. Simmons da, Bakanlar Kurulu’nun 15 Ağustos 2011 tarih ve 2011/2157 sayılı kararına göre Türk Vatandaşlığı hakkını kazanmıştı. Ancak araya giren resmi tatiller ve bürokratik şartlar sebebi ile oyuncunun nüfus cüzdanını alış tarihi gecikmişti. TBF, Banvit Basketbol Kulübü’nün yaptığı başvuruyu haklı bularak oyuncunun bundan sonra Banvit A Takım kadrosunda Türk statüsünde yer alabileceğini açıkladı.

Kaynak: Banvit Basketbol Kulübü Basın Bülteni

 

TBL11

 

Türkiye Basketbol Ligi bir kez daha BEKO sponsorluğunda önceki yıllara oranla gerçek bir dünya yıldızının varlığı ile şenlenerek devam ediyor.

 

Benim için her sezon ayrı bir keyiftir. Birçok basketbolsever ligimizi hep hor görür. NBA varken Türkiye ligi mi izlenir yâ da Eurolig izledikten sonra Türkiye ligi bana zevk vermiyor gibi söylemlerle hep 3.sıraya itilen ligimiz ancak Efes Pilsen-Fenerbahçe Ülker veya 3 büyük takımın kendi aralarında oynadığı maçlar sırasında gündeme gelmektedir.

 

Futbol maçları haftanın 4 günü alt liglere kadar ekranda kendisine yer bulurken zavallı basketbol maçları federasyonun ve yayıncı kuruluşun üstün becerisi sayesinde haftada sadece 1 güne sıkıştırılmaktadır. Gerçek anlamda zevk alarak bu maçları takip etmek isteyenlere bile illallah ettirilmektedir. Düşünün NBA haftanın her günü, Eurolig bile haftanın 2 günü oynanmakta ama Beko Basketbol Ligi haftada sadece 1 gün oynanmakta.

 

Ligin kendisine dönüp baktığımızda hep olumlu gelişmeler görüyoruz.

Fenerbahçe Ülker kendisine el freni etkisi yapan koca bir ağırlıktan kurtuldu mu?

-Kurtuldu..

 

Galatasaray Cafe Crown Oktay Mahmuti ile belli bir standarda ulaştı mı?

-Ulaştı..

 

Banvit sırtını çok daha sağlam bir şekilde Orhun Ene’ye dayadı mı?

-Dayadı..

 

Efes Pilsen’in ucu asla görünmeyen sonu ne olacağı bilinmeyen yeni arayışlarından birisini daha uygulamaya soktu mu?

Türk Telekom bir kez daha ne yapmak istediğini asla anlayamayacağımız yeni icatlarda bulundu mu?

-Efes ve Telekom’un bu bilinmezleri bile insanı meraklandırıyor.

 

Dünyanın gelmiş geçmiş en büyük oyuncularından birisi ligimize adım attı mı?

-O bile oldu, biz kendimiz ligimize değer vermezken Beşiktaş Cola Turka’nın maçları haftada bir gün NBA TV ekranların da kendisine yer bulacak.

 

Takımlarımızı incelemeye geçmeden önce dilerseniz Ülker’in Fenerbahçe hariç diğer takımların sponsorluğundan çekilme olayını değerlendirelim.

Ülker kendi kulübünün kepenklerini kapatıp Fenerbahçe ile adeta şirket evliliği yaptığı gün Galatasaray ve Beşiktaş’ın; Fenerbahçe’nin kendilerinden büyük olduğunu yüksek sesle haykırdıkları gün olarak tarihe geçti.

Bu birleşmeyi sadece seyreden GS ve BJK kendilerine Ülker ayarında destek verecek bir kurum bulamadılar ve bulamadıkları yetmezmiş gibi bir de Fenerbahçe’den arta kalan kırıntılara razı oldular.

Ülker ana markasının altında yer alan Cola Turka ve Cafe Crown gibi iki alt markayı; isimlerinin peşine telaffuz edilmesine müsaade ederek bir kez daha Fenerbahçe’nin gerisinde kalmaya razı olup boyun eğdiler.

Tüm GS ve BJK taraftarları Fenerbahçe Ülker’in her şampiyonluğunda bunun ezikliğini yaşadı fakat yöneticilerin bu durumu ruhları bile duymadı. Basketbol onlar için hep 2. sırada oldu. Fenerbahçe ismi Avrupa da bir basketbol markası oldukça ligde ağırlığı Siena ve Maccabi ayarına geldikçe GS ve BJK taraftarları basketboldan soğudu.

Şimdi Ülker gurubunun Fenerbahçe ile olan birlikteliği dışında basketboldan çekilecek olmasını ben büyük bir keyif ile bekliyorum. Çünkü hazır sponsoru elinde bulan tembel işgüzar yöneticilerin asla sonlandırmak istemeyeceği sponsorluk anlaşmasının bitmesi ile beraber kendilerine yeni, güçlü ve sağlam bir sponsor bulmak zorunda kalacaklar.

Ülker yönetimi GS ve BJK ekiplerine sponsor olmaktan vazgeçtikleri an basketbolumuzun bir vites daha atacağını düşünüyorum.

Fenerbahçe Ülker takımından bu kadar bahsetmişken değerlendirmeye buradan başlamak en mantıklısı gibi:

 

Fenerbahçe Ülker

Sezona müthiş bir başlangıç yapmalarını bekliyorduk ama Efes Pilsen ilk kupayı ellerinden almayı başardı. Sonra ligde ve Avrupa da yıllardır beklediğimiz patlamanın sinyalini alır gibi olduk.

Sezona flaş transferler ile başlamalarını bekliyorduk ama sadece iki tane çok değerli yerli oyuncu ve Lavrinovic’i aldılar. Efes Pilsen altyapısının en önemli üretimlerinden birisi olan Engin Atsür ile Karşıyaka da doğup Furkan yaşında Efes’e gelen Kaya Peker Fenerbahçe Ülker’in gücüne güç katan isimler oldular.

Fenerbahçe Ülker yerli oyuncularının kıymetini Efes Pilsen’e oranla çok çok daha iyi biliyor ve bu sayede Efes Pilsen’e son yıllarda büyük bir fark atıyor.

Engin transferi Ukic’i yedekleme açısından önemli bir hamleydi ama sakatlanması tüm hesapları bozdu. Engin henüz sezonun başında sakatlanmasına rağmen gerekli önlem alınmadı, Ukiç’in sakatlanmasıyla beraber takım adeta oyun kurucusuz kaldı. Greer’i gönderip onun kalitesinde ama orijinal bir point guard alamayan FB Ülker Engin’in sakatlandığı anda adeta basireti bağlanarak yeni bir yerli oyun kurucu alamadı veya almak istemedi. Çok ama çok yanlış yaptılar.

Sakatlıklar bir takımın kaderini ne kadar etkiler bilinmez ama Vidmar’ın sakatlığı sonrası FB Ülker sanki temel direğini kaybetmiş gibi oldu. Vidmar’ın yerine gelen May ise mevcut FB Ülker rotasyonunda son sırada kalmaya mahkûm gibi görünüyor.

Şimdi bakınca uzun rotasyonuna hazır Lavrinovic’i almışken sezon başında boşta olan Jasikevicius da alınsaymış diyorum.

FB Ülker benim bu sezonki en büyük şampiyonluk adayım. Elindeki mevcut kadronun ağırlığı, oynadıkları basketbol, yaptıkları savunma ile zorlanacaklarını zannetmiyorum. FB Ülker’den yana tek dileğim bu sene Final Four yapabilmeleri.

 

 

Efes Pilsen

Yanlış yapmak bu takımın artık son yıllarda yaptığı en kolay iş oldu. Bu sezona baktığımız da yine kolayca hatalar bulabiliyoruz ama Oktay Mahmuti’li yıllardan başlayan hatalar zincirini koparmak bir günde yapılabilecek kolay bir iş gibi durmuyor.

Efes Pilsen’i Efes Pilsen yapan en önemi unsur her zaman kadroları olmuştur. Kendi altyapısından yetişen oyuncularla birlikte diğer takımların ellerinde bulunan az bir şey sivrilmiş oyuncularını denemek için dahi olsa hemen alırlardı.

Hatta bu durum çok eleştirilir ve bize yaşama şansı vermiyorlar, oyuncularımızı çok genç yaşta elimizden alıyorlar diyorlardı.

Şimdi bırakın dışarıdan oyuncu almayı, kendi altyapılarından yetişenleri bile ellerinde tutamıyorlar. Ezeli rakipleri FB Ülker’in kadrosuna baktığımız zaman tam 4 tane Efes Pilsen orijinli diyebileceğimiz oyuncu görüyoruz. Efes Pilsen’in kendi kadrosunda bile Efes Pilsen altyapısından yetişen oyuncu sayısı Sinan ile birlikte 4 ediyor. Belki Kerem Gönlüm’ü de oraya ekleyebiliriz ama zamanın da Ülker ona büyük bir ihanet etmeseydi belki oda orda olmayacaktı. Tüm yerlileri işin içine dahil etsek bile bunlardan ikisi yani Ender ve Cenk zaten hiç süre almıyor!!

Sırf yerli kadrosunu güçlendirmek ve sırası gelince lazım olur diyerek bir sezon Nedim Dal’ı bir sezon Asım Pars’ı bütün sezon bench’inde oturtan Efes Pilsen şimdi elindeki Kaya Peker’e bile sahip çıkamıyor.

Açıkçası şampiyonluk yolunda bu sezon Efes Pilsen’den yana hiç ümidim yok ama çıkmayan candan ümit kesilmez.

FB Ülker kadrosu ile Efes Pilsen kadrosunu kıyaslıyorum Efes Pilsen’in üstün gözüken hiçbir pozisyonunu göremiyorum en fazla eşit gözüküyor gözüme.

Durum böyle olunca geriye en fazla koç faktörü kalıyor. Efes Pilsen koçu eski büyük oyuncu Velimir Perasovic rakip koçlara üstünlük sağlar ise Efes Pilsen bu sezon ancak bu şekilde şampiyon olabilir.

 

Galatasaray Cafe Crovn

Öyle bir sezonu geride bıraktılar ki az kaldı o sezonun kendisi Galatasaray’ı kümenin gerisinde bırakacaktı. Galatasaray taraftarları her sezon takımlarının başına Erman Kunter veya Oktay Mahmuti ayarında elit bir koç bekliyorlardı ama 2. plana itilen basketbol takımının başına hep Galatasaray Lisesinden birileri adeta uyduruluyordu. Murat Özyer takıma belli bir değer kazandırmış ama üzerine çıkamamıştı. Galatasaray taraftarları Özyer’den memnun değildi ama bu memnuniyetsizlikleri onun kötü koç olmasından kaynaklanmıyordu. Takımı şampiyonluk havasına sokamayacağını düşünüyorlardı ve takımın başında istemiyorlardı ama bilselerdi sonrasında başlarına gelecekleri eminim ki Özyer’i takımın başına pranga ile bağlarlardı.

Şimdi yeni bir umut yeni bir sezon var, takımın başında Oktay Mahmuti gibi taraftarın istediği arzu ettiği bir koç var. Eldeki kadroda 3 aşağı 5 yukarı zirveye oynayabilecek bir kadro. Bana göre en büyük eksiği takımı ayakta tutacak kapı gibi bir 5 numaranın olmayışı ama kimin elinde var ki dediğinizi duyar gibi oluyorum.

Yönetim yine yapması gereken olağan zafiyetlerden birisini sergileyip, uçanın kaçanın Türkiye’den su içenin Türk yapıldığı dönemde Shumpert’in vatandaşlık işlerini zamanında tamamlayamadı. Shumpert zamanında Türk vatandaşlığına geçebilseydi belki onun yerine kalıplı, uzun, eli ayağı top tutan bir pivot alınabilirdi.

Sezon sonunda tahminimce Avrupa’da iyi işler çıkartmış, ligimizde yarı final oynamış başarılı bir Galatasaray bulacağız.

 

 

 

Banvit

Banvit benim için bir rüya. İtiraf etmem gerekirse içinde bulunmak istediğim bir yer. Hatta bütün ligde içinde bulunmak istediğim tek takım.

Oldukça dengeli bir kadroları var. Gelen yabancıların tamamı uyumlu oyuncular. Takımda genç-yaşlı, yerli-yabancı ayrımı yok, adeta uyum fışkırıyor. Başlarında mükemmel bir koç var. Banvit için çok şey yazmak istiyorum ama ne yazsam az gelecekmiş gibime geliyor.

Bandırma için takımdan beklenecek en büyük başarı; bu yatırımı asla kesilmemesi olacaktır. Bu takımın varlığı Bandırma için en büyük başarıdır. Takımlarına sahip çıksınlar ve başardıkları hiçbir şeye şaşırmasınlar, sene sonunda en az yarı final oynayacaklarını düşünüyorum.

 

Pınar Karşıyaka

İşte ligde en çok beğendiğim takımlardan birisi daha, Furkan ve Birkan’ın varlığı bile bu takımı benim açımdan çekici kılmaya yetiyor. Ligin en iyi seyircilerinden birisine sahipler, takımlarını hiç yalnız ve sessiz bırakmıyorlar.

Takımdaki yabancı oyuncular gelenek olduğu üzere asla belli bir kalitenin altına düşmüyor. Bir zamanlar Eczacıbaşı’nın yâda Efes Pilsen’in genç kadrolar ile yaptıkları sürprizlere yeni bir halka ekleyebilirler mi bilemiyorum ama bunu yapabileceklerini düşündürecek iyi oyunculara ve taraftara sahipler.

Bu sene Furkan’ın Karşıyaka’daki son sezonu olduğunu düşünüyorum. Pınar Karşıyaka’nın kronik sorunu olan yetersiz bench desteğinin artması ile birlikte başarı da gelebilir diyorum. Sezon sonu tahminim en kötü çeyrek final yaparlar.

 

 

Medical Park Trabzon Spor

Şampiyon olup TBL’ye terfi eden Medical Park Trabzon Spor sezona oldukça flaş isimlerle başladı. Tam da istim üzerindeyken yavaş yavaş sorunlar ortaya çıktı. Evren Büker olayı hem imajlarını oldukça zedeledi hem de takımın havasını bozdu. Sezona çok kötü başladılar ve sonunda koç değişikliğine kadar gittiler.

Sene sonuna kadar yerli ve yabancı birçok oyuncu değişikliği bekliyorum. Şu anda Michael Right ve Ersin Görkem’in performanslarına bağlılar. Play-off yapacaklarını düşünmüyorum ama yaparlarsa ilk yıldan büyük başarı olur. Küme düşmenin çok uzağındalar ama performansları küme düşecek takımı etkileyebilir. Sakota ile birlikte takım iyice Sırp ekolüne dönüştü, değişecek yeni yabancıların tamamı da sanırım bundan sonra Sırp olacaktır.

 

 

Türk Telekom

 

Allah için birileri bana Türk Telekom yöneticilerinin ne yapmak istediklerini açıklasın.

Arkadaş;

Para var mı?

Var..

Ortam var mı?

Var..

Seyirci var mı?

Ankaragücü amigolarının salona gelen gerçek seyirciyi bezdirip salondan kaçırmasını saymazsak o da VAR..

(Basketbol sahasına hiç yakışmayan bir gurup ne üdüğü belirsiz adamın artık salonlardan elini ayağını kestirtmek lazım yoksa yakında Telekom maçlarına giden tek bir gerçek basketbolsever kalmayacak)

Yani elde şeker, yağ, un her şey var. Geriye tek bir şey kalıyor adam gibi takımı yönetecek bir yönetici topluluğu..

Türk Telekom için koç değişikliği önemli bir adım, ligin bir çok takımından daha iyi oyuncu kadrosuna sahipler. An itibarıyla yine El-Amin’in ve Kenan Bajramovic’in isimleri de geçiyor.

Sezon sonunda ne olursa olsun play-off yapacaklarını düşünüyorum, zaten yapamazlarsa hakikaten kulübü kapatıp acil bir şekilde Ülker taktiği yapsınlar.

 

 

Antalya Büyükşehir Belediyesi

Ahmet Kandemir yine yaptı yapacağını. Şu takımdan hangi yerli oyuncuyu kadronuzda görmek istersiniz deseler Muratcan dışında tek isim söylemezsiniz. Belki Polat diyebilirsiniz ama geriye kalanların tamamı diğer takımlar tarafından denenmiş ama istenmemiş oyuncular.

Sezon ilerledikçe sıralamadaki yerleri biraz aşağı doğru kayacaktır, play-off sıralaması içerisinde kalırlarsa mükemmel bir iş yapmış olurlar.

 

Bornova Belediyesi

Lige adımlarını attıkları andan itibaren asla belli bir çizginin altına düşmediler. Yabancı oyuncularını çok iyi seçiyorlar geriye kalan yerli oyuncular birbirleriyle oldukça uyumlular. Bu sene kadrolarına kattıkları Murat Kaya bekli de ilk gerçek transferleri.

Ümit Sonkol takıma Amerikalı oyuncu katkısı veriyor. Ümit’i kadrolarına katmaları büyük başarı ama keşke Yalçın Azizmahmutoğulları’nı bırakmasalardı. Sezon sonunda play-off’u kıl payı kaçıracaklarını düşünüyorum. Daha doğrusu hep limitlerde olacaklar, girerlerse son sıradan play-off yapacaklar.

 

 

Olin Edirne

Ligimizin yeni takımı çok da aşina olmadığımız bir yerden, hep İstanbul’un ötesi diye cümleye başlarız ama İstanbul’un öteki ötesini pek aklımıza getirmeyiz.

Olin tam da yapması gereken hamleyi yaparak, 2. ligde kendi ‘’yağıyla’’ kavrulan Edirne G.S.İ.M takımına sahip çıktı ve olması gereken yere taşıdı. Takıma bakınca birbirleriyle tamamen alakasız oyuncuları bir arada görüyoruz. Takımda her şey var. Yaşlı ve deneyimli oyuncular, genç oyuncular, devşirme, 2. ligin gediklileri,1. ligin gediklileri, yabancı oyuncular, kısaca ne ararsan var.

Eğer böyle bir takım başarılı oluyorsa bunun tek bir nedeni vardır oda koç faktörü.

Litvanya ekolu ile oynadığı her takıma problem yaşatan evinde her an herkesi yenebilecek ayarda bir takım olan Olin Edirne koç Gökhan Taştimur önderliğinde sezon sonuna kadar play-off’ları kovalayacaktır ancak ligi 9. veya 10. sırada tamamlayacaktır.

 

 

Aliağa Petkim

Şapkadan tavşan çıkartan takım desek yanlış olmaz sanırım. Hele Halil Üner ile Gerald Fitch ikilisi bir araya gelince şapkadan çıkan tavşanların sayısında artış olacaktır.

Yinede bu şapkadan çıkan tavşanlar belki play-off’a girecek takımları etkileyecek olsa da Aliağa’nın play-off yapmasına yetmeyecektir.

Fitch transferi olmasa ligden düşme adayım bile alabilirlerdi ancak sezon sonunda küme düşecek iki takımdan birisi olacağını düşünmüyorum.

 

 

 

Tofaş

Tofaş bu ligin halinden en memnun takımı gibi duruyor. Ne düşmeye niyetleri var nede yükselip ligin üst sıralarına tırmanmaya.

Şu anda sıralamada kendilerinin üzerinde yer alan birçok takımdan çok çok daha iyi kadroya sahip olmalarına rağmen play-off için en ufak bir ümit vermiyorlar.

Ligin en yetenekli oyuncularından İlkay Karaman’a sahipler. İnanç ve Onur gibi geçen sene Mersin’i Mersin yapan iki tecrübeli oyuncuya sahipler. Hepsi birbirlerinden yetenekli Can Altıntığ, Can Özcan, Fırat Töz gibi gençlere sahipler. Ruzic gibi ligimizi iyi bilen kaliteli bir yabancıları var ama ortada bu takıma basketbol oynatıp maç kazandıracak bir koçları yok maalesef.

Keşke Roma’ya bir bilet daha kesilseymiş..

 

 

 

Küme Düşme Adaylarım

 

Erdemir, Oyak Renault ve Mersin Büyükşehir Belediye

 

Erdemir ile başlayalım çünkü bana göre düşmeye en yakın takım konumundalar. Mersin düşmemek için gerekli adımları atacaktır, eğer bu adımlarda başarısız olurlarsa ancak o zaman düşerler. Oyak ise nerdeyse her sene bu civarlarda geziniyor, Oyak Reno’dan iyi küme düşmeme takımı bulamazsınız.

Rakiplerine oranla Erdemir en şanssız takım görünümünde. Yaptıkları yerli transferlerin hiçbirisi katkı vermedi. Yerli oyunculardan sadece Erkan Veyseloğlu lig oyuncusu potansiyeli sergiliyor. Altan Erol, Berent, Hakan Demirel gibi katkı vermesi beklenen oyuncular ortalıkta gözükmüyorlar.

Ligde her zaman Pasco ve Dickel’li kadrosuyla hatırladığımız Erdemir’e hep sempati duymuşumdur ama bu sezon kesin kez düşeceklerini düşünüyorum.

 

Erdemir’den sonra geriye bir aday kalıyor. 2. kontenjan için tahminim Oyak Renault

Çekirge yeterince sıçradı, bu kadrolarla ligde bu kadar kalmaları bile büyük bir olay bence.

Açıkça söylemek gerekirse ben zaten Oyak ve Tofaş takımlarından üstün başarı beklemiyorum. Onlardan beklentim, altyapılarını hiç bozmamaları ve bu düzenleriyle tutunabildikleri kadar 1. ligde tutunmaları. 2. lige düştüklerinde zaten altyapıdan gelen mevcut oyuncularıyla yeniden yükselebiliyorlar. Maksat üretmeye devam etsinler yeter.

 

Mersin Büyükşehir Belediyesi

 

Güney temsilcisi Mersin ligin diplerinde olmayı şu ana kadar kesinlikle hak ediyor fakat buradan kurtulmak için acilen çaba göstermeye başlamaları lazım. Geçen sezon ki yabancılarını başta Baron olmak üzere oldukça arıyorlar ama İnanç ve Altan Erol’un verdiği katkıyı bence mumla arıyorlar. Altan Erol’u kadroda istemeyip yolladılar, İnanç da takımdan ayrılınca 2 ve 3 numaralı pozisyonlarda tamamen yabancıların eline kaldılar. Mutlaka bir yolunu bulup gerekli hamleleri yapıp ligde kalacaklardır ancak bu hiçte kolay olmayacak.

 

 

Şu ana kadar olan bütün takımları aklıma geldiği sıra ile yazdım, sadece küme düşme hattında gördüklerimi sona bırakmıştım ama Beşiktaş Cola Turka’yı özellikle en sona saklayıp yazımı BJK ile bitirmek istedim.

 

 

 

Beşiktaş Cola Turka

Beşiktaş bütün dünyanın duyduğu muhteşem bir transfer yaptı. Allen Iverson adı ilgili ilgisiz basketbol diye bir oyunun varlığını bilen herkesin tanıdığı bir isim. BJK taraftarı haklı olarak onun adını duydukları anda şampiyonluk beklentisi içine girdi. Aslına bakarsanız bunda haklıydılar çünkü Iverson; Denver’a ve Detroit’e gittiği anda Denver’lı ve Detroit’li taraftarlarda tıpkı BJK taraftarları gibi şampiyonluk rüyaları görmeye başlamışlardı.

Beşiktaş Cola Turka büyük bir iş yaptı ve Iverson’u getirtti fakat gerisini oluruna bıraktı. Iverson’un elinde sihirli sopa yok ve bu oyun hala tek topla 5 kişiyle oynanıyor üstelik sahada sana o topu oynatmamaya çalışan rakip 5 kişide hala yerli yerinde duruyor.

Allen Iverson takıma geldi gelmesine ve bunu bütün dünya duydu duymasına ama sanırım takımın koçunun ve takımın daha düne kadar en büyük yıldızı ve lideri olan Chatman’in bundan haberi yok.

Beşiktaş şu anda oynadığı mevcut basketbolu Iverson olmadan da aynı bu şablonla oynayabilir.

Sahadaki Beşiktaş Cola Turka takımı hala Chatman’ın takımı, hücumda hala her şey Chatman üzerinden dönüyor ve topların hala büyük bir kısmını Chatman kullanıyor. O zaman adama sormazlar mı?

Iverson’u niye aldınız demezler mi?

Beşiktaş staff ‘ında ilk olarak yardımcı antrenör olarak görev yapan Burak Bıyıktay takımın koçu İhsan Bayülgen şampiyonluk arifesinde kovulunca final serisinde takımın başında koç olarak sahaya çıkmıştı. Bir sonraki sezon Murat Didin koçtu kendisi menajer. Murat Didin başarısız oldu ve kovuldu sonra takımın başına koç olarak Ufuk SARICA getirildi ama  manajer kimliğinde olan Burak Bıyıktay yine ordaydı. Bir sonraki sezon Ergin Ataman takımın başına geldiğinde menajer koltuğunda yine aynı isim vardı. Gelip gidenler başarısız olanlar takımdan ayrılanlar tren vagonu gibi sıralanıp gidiyorlardı ama Burak Bıyıktay nedense hep oradaydı.

Şimdi Burak Bıyıktay’ın elinde bir fırsat var, rüştünü ispat etmesi gerekiyor.

Koçun ilk yapması gereken iş bu takımı Chatman’ın takımı olmaktan çıkartıp Iverson’un takımı yapması. Liderliği hem hücumda hem savunmada Iverson’a emanet etmesi. Iverson dünyanın en iyi savunmacılarından birisi ve onun başlatacağı savunma ateşi tüm takıma yayılacaktır.

Allen Iverson takıma yeni katıldı ve koçun dümeni ona teslim etmesine biraz daha zaman var belki ama bu süreci hızlandırmak ve takımın daha sert ve iyi savunma yapmasını sağlamak Burak Bıyıktay’ın yararına olacaktır. Yoksa bugüne kadar kendisinden büyük beklentiler içerisinde olmayan yöneticilerin gözüne ilk çarpacak olan adam o olacaktır.

 

İlker KESER

 

 

 

 

 

 

 

 

Banvit Juan Dixon’la Anlaştı

Banvit Basketbol Kulübü, Amerikalı oyuncusu Antonio Graves’in sakatlanarak sezonu kapatmasının ardından başladığı kısa oyuncu arayışlarına Juan Dixon’la anlaşarak son verdi.

1978 doğumlu tecrübeli oyuncu Amerikan Kolej Ligi şampiyonluğu yaşadığı Maryland College’den mezun olduktan sonra NBA’de sırasıyla Washington Wizards, Portland Trail Blazers, Toronto Raptors ve Detroit Pistons takımlarında forma giydi. Juan Dixon, NBA kariyeri boyunca toplam 436 maçta 8.4 sayı,1.9 ribaunt ve 1.8 asist ortalamalarını tutturdu.

2009-2010 sezonunda Yunanistan’ın Aris takımıyla anlaşan Dixon, İspanya’da  Unicaja Malaga takımıyla sürdürdüğü Avrupa kariyerine bundan sonra Beko Basketbol Liginde Banvit BK forması altında devam edecek.

Banvit BK Genel Menajeri Turgay Çataloluk, Acıbadem Bursa Hastanesi’nde sağlık kontrolleri tamamlandıktan sonra sezon sonuna kadar  resmi sözleşmeye imza atan sporcunun transferi ile ilgili olarak;

“Antonio Graves’in sakatlığından ötürü bir süredir 2 numara pozisyonu için oyuncu araştırmamızı sürdürüyorduk. Sezonun bu bölümünde takım kimyamızı bozmadan bize katkı sağlayabilecek kalitede oyuncu bulmak gerçekten zor. Ama Juan Dixon, kariyeri itibariyle bu katkıyı alabileceğimizi düşündüğümüz Avrupa tecrübesi de olan bir oyuncu. Kısa sürede adapte olup normal sezon ve Play-Off maçlarında takımımıza ciddi yardımı olacağını düşünüyorum“ şeklinde konuştu.

Türkiye Kupası Fenerbahçe Ülker’in

Spor Toto Türkiye Kupası Finalinde karşı karşıya gelen Fenerbahçe Ülker – Beşiktaş Cola Turka maçının galibi son şampiyon Fenerbahçe Ülker oldu. Maçı 81-72 kazanan Fenerbahçe Ülker 2011 Türkiye Kupası şampiyonu oldu.

Maça damga vuran isim ise ilk yarı 5 sayı bulup maçı da 35 sayı ile tamamlayan Emir Preldzic oldu. Maçın kahramanı Emir Preldzic 35 sayının yanı sıra 4 asist ve 3 ribaunt ile karşılaşmayı tamamlayrak turnuvanın yıldızı seçildi.

Maçın son periyotunda sakatlanan Mirsad Türkcan’ın ise durumunun kritik olduğu belirtildi.

BEŞİKTAŞ COLA TURKA (72): Serkan Erdoğan 5 (1 ribaund- 7 asist), Mustafa Abi (1 ribaund), Hüseyin Beşok 3 (2 ribaund), Serhat Çetin (1 ribaund- 2 asist), Michal Ignerski 3 (2 ribaund- 2 asist), Marcelus Kemp 10 (1 ribaund), Mire Chatman 22 (4 ribaund- 3 asist), Cevher Özer 5 (3 ribaund- 1 asist), Andrew Oglivy 24 (14 ribaund- 1 asist)

FENERBAHÇE ÜLKER (81): Roko Ukic 6 (1 ribaund- 3 asist), Mirsad Türkcan 3 (7 ribaund- 1 asist), Ömer Onan 1 (4 ribaund- 2 asist), Darjus Lavrinovic 4 (4 ribaund- 1 asist), Sarunas Jasikevicius 2 (2 asist), Kaya Peker 13 (9 ribaund), Oğuz Savaş 10 (4 ribaund), Tarence Kinsey 4 (6 ribaund- 1 asist), Marko Tomas 3 (1 asist), Emir Preldzic 35 (3 ribaund- 4 asist)

1.PERİYOT: 19-20
2.PERİYOT: 18-17
3.PERİYOT: 14-21
4.PERİYOT: 21-23

Derbinin Galibi Fenerbahçe Ülker

Spor Toto Türkiye Kupası yarı final mücadelesinde Fenerbahçe Ülker, Kadir Has Kongre Merkezi Spor Salonu’nda Galatasaray Cafe Crown’ı 77-70’lik skorla mağlup ederek finale yükselen ikinci ekip oldu.

Spor Toto Türkiye Kupası’nda maçın adamı Fenerbahçe Ülker’den Darjus Lavrinovic seçildi. Karşılaşmayı 18 sayı- 6 ribaund- 1 asist ile tamamlayan Lavrinovic’e ödülünü KKTC Basketbol Federasyon Başkanı Okan Donangil sundu.

SALON: Kadir Has Kongre Merkezi Spor Salonu

HAKEMLER: Murat Biricik – Alper Özgök – Fatih Arslanoğlu

GALATASARAY CAFE CROWN (70): Josh Shipp (7 ribaund- 2 asist), Jerry Johnson 2 (1 asist), Göksenin Köksal (1 ribaund), Caner Topaloğlu (2 ribaund), Preston Shumpert 8, Tutku Açık 9 (2 ribaund- 13 asist), Luksa Andric 30 (4 ribaund), Radoslav Rancik 4 (7 ribaund- 2 asist), Haluk Yıldırım 6 (3 ribaund), Ermal Kurtoğlu 11 (4 ribaund)

FENERBAHÇE ÜLKER (77): Roko Ukic 10 (2 ribaund- 3 asist), Mirsad Türkcan 12 (4 ribaund- 1 asist), Ömer Onan 4 (1 ribaund- 1 asist), Darjus Lavrinovic 18 (6 ribaund- 1 asist), Sarunas Jasikevicius 9 (2 asist), Kaya Peker (8 ribaund- 3 asist), Oğuz Savaş 6 (1 ribaund), Tarence Kinsey 5 (2 ribaund- 1 asist), Marko Tomas 6 (4 asist), Emir Preldzic 7 (3 ribaund)

1.PERİYOT: 16-20
2.PERİYOT: 22-27
3.PERİYOT: 21-23
4.PERİYOT: 21- 7

TBF

İlk Finalist Beşiktaş

Spor Toto Türkiye Kupası yarı final mücadelesinde Beşiktaş Cola Turka, Kadir Has Kongre Merkezi Spor Salonu’nda Medical Park Trabzonspor’u 90-88’lik skorla mağlup ederek adını finale yazdırdı.

Spor Toto Türkiye Kupası’nda maçın yıldızı Andrew Ogilvy seçildi. Karşılaşmayı 21 sayı- 4 ribaund- 2 asist ile tamamlayan Ogilvy’e ödülünü TBF Yönetim Kurulu Üyesi Asaf Ardak sundu.

SALON: Kadir Has Kongre Merkezi Spor Salonu

HAKEMLER: Mehmet Keseratar – Aytuğ Ekti – Zafer Yılmaz

BEŞİKTAŞ COLA TURKA (90): Serkan Erdoğan 18 (1 ribaund- 5 asist), Mustafa Abi (2 ribaund), Hüseyin Beşok 2 (2 ribaund), Serhat Çetin 7 (1 asist), Michal Ignerski 5 (2 ribaund- 1 asist), Marcelus Kemp 19 (1 ribaund- 3 asist), Mire Chatman 11 (7 ribaund- 5 asist), Cevher Özer 7 (6 ribaund- 1 asist), Andrew Oglivy 21 (4 ribaund- 2 asist)

MEDİCAL PARK TRABZONSPOR (88): Igor Milosevic 16 (2 ribaund- 4 asist), Aleksandar Rasic 5 (1 ribaund- 3 asist), Ali Karadeniz 22 (6 ribaund), Hadi Özdemir 12 (6 ribaund- 1 asist), Ersin Görkem 15 (8 ribaund- 2 asist), Goran Cakic 4 (3 ribaund- 3 asist), Derrick Obasohan 9 (1 asist), Alvin Snow 5 (1 ribaund- 4 asist)

1.PERİYOT: 19-22
2.PERİYOT: 23-22
3.PERİYOT: 21-22
4.PERİYOT: 27-22

TBF

Galatasaray’a Rakip Fenerbahçe Ülker Oldu

Spor Toto Türkiye Kupası 8’li finalinde Fenerbahçe Ülker, nefes kesen mücadelede Banvit’i 69-68’lik skorla mağlup ederek yarı finale yükselen son ekip oldu.

Spor Toto Türkiye Kupası 8’li finalinde maçın adamı, Fenerbahçe Ülker’den Oğuz Savaş seçildi. Karşılaşmayı 17 sayı- 7 ribaund- 3 asist ile tamamlayan Oğuz Savaş, ödülünü TBF Yönetim Kurulu Üyesi Şükrü Tara’dan aldı.

SALON: Kadir Has Kongre Merkezi Spor Salonu

HAKEMLER: Recep Ankaralı – İsmail Aydın – Erman Erdemli

FENERBAHÇE ÜLKER (69): Roko Ukic 7 (2 ribaund- 8 asist), Mirsad Türkcan 5 (2 ribaund), Ömer Onan 7 (3 ribaund- 2 asist), Darjus Lavrinovic 8 (4 ribaund), Sarunas Jasikevicius 11 (2 asist), Kaya Peker 3 (2 ribaund- 1 asist), Oğuz Savaş 17 (7 ribaund- 3 asist), Tarence Kinsey (3 ribaund- 1 asist), Marko Tomas 10 (1 ribaund- 1 asist), Emir Preldzic 1 (4 ribaund- 3 asist)

BANVİT (68): Barış Ermiş 15 (4 ribaund- 11 asist), Mutlu Akpınar 9 (3 ribaund), Yiğitcan Turna 2 (2 ribaund- 1 asist), Chuck Davis 14 (9 ribaund- 1 asist), Yiğitcan Turna 2 (2 ribaund- 1 asist), Keith Simmons 1 (3 ribaund), Vladimir Golubovic 7 (2 ribaund), Antonio Graves 3 (1 asist), Bora Hun Paçun (2 ribaund- 1 asist), Lance Williams 17 (4 ribaund)

1.PERİYOT: 22-18
2.PERİYOT: 18-22
3.PERİYOT: 14-18
4.PERİYOT: 15-10

tbf

Galatasaray Cafe Crown Yarı Finalist

Spor Toto Türkiye Kupası 8’li finalin ikinci gününde Galatasaray Cafe Crown, Kadir Has Kongre Merkezi Spor Salonu’nda Olin Edirne’yi 62-55’lik skorla mağlup ederek adını yarı finale yazdırdı.

Spor Toto Türkiye Kupası 8’li finalinde maçın adamı Galatasaray Cafe Crown’dan Preston Shumpert seçildi. Karşılaşmayı 11 sayı- 4 riband ile tamamlayan Shumpert, ödülünü Spor Toto Teşkilat Müdürü Yaşar Keçeli’den aldı.

SALON: Kadir Has Kongre Merkezi Spor Salonu

HAKEMLER: Mehmet Keseratar – Halil Baldemir – Ali Şakacı

GALATASARAY CAFE CROWN (62): Josh Shipp 7 (9 ribaund), Jerry Johnson 9 (4 ribaund- 4 asist), Göksenin Köksal 3, Caner Topaloğlu 3 (3 ribaund), Preston Shumpert 11 (4 ribaund), Tutku Açık 5 (2 ribaund- 5 asist), Luksa Andric 7 (7 ribaund- 1 asist), Radoslav Rancik 9 (4 ribaund), Haluk Yıldırım 2 (6 ribaund- 1 asist), Ermal Kurtoğlu 6

OLİN EDİRNE (55): Can Akın 7 (3 ribaund- 2 asist), Erdal Bibo 3 (3 ribaund), Vidas Ginevicius 7 (1 ribaund- 2 asist), Renaldas Seibutis 12 (9 ribaund- 1 asist), Caner Ercan 6 (1 ribaund- 1 asist), Predrag Samardjiski 11 (11 ribaund- 4 asist), Reha Öz 3 (2 ribaund), Seth Doliboa 4 (3 ribaund), Davud Kamer 2 (2 ribaund)

1.PERİYOT: 14-15
2.PERİYOT: 17-19
3.PERİYOT: 14-10
4.PERİYOT: 17-11

TBF

Aliağa’da NBA patenti

Beko Basketbol Ligi takımlarından Aliağa Petkim, NBA patentli şutör Damon Jones ile prensip anlaşmasına vardı.


Beko Basketbol Ligi’nde mücadele eden Aliağa Petkim‘in, NBA kariyerli oyun kurucu Damon Jones ile prensip anlaşmasına vardığı bildirildi.

Aliağa Petkim Genel Menajeri Birtan Saka, prensipte anlaştıkları ABD’li oyun kurucu Damon Jones‘un Türkiye’ye geldiğini ve yarın yapılacak sağlık kontrollerinin ardından sözleşme imzalayacağını söyledi.

kaynak: tbf

Spor Toto Türkiye Kupası’nda İlk Günün Ardından

Kayseri Kadir Has Kongre Merkezi Spor Salonu’nda oynanan Spor Toto Türkiye Kupası sekizli finalinde ilk gün maçları tamamlandı.

Kayseri’de ilk gün maçlarında karşı karşıya gelen Beşiktaş Cola Turka ve Efes Pilsen arasındaki maçtan 57-55’lik skorla galip ayrılan Siyah-Beyazlılar ardından Medical Park Trabzonspor Basketbol, 72-62’lik skorla Aliağa Petkim’i yenerek yarı finalde Beşiktaş Cola Turka’nın rakibi oldu.

Yarı finalde Beşiktaş Cola Turka ile eşleşen Medical Park Trabzonspor’da antrenörü Dragan Sakota, “Maçı hak ederek kazandığımızı düşünüyorum. İki haftadır özel sebeplerden dolayı İstanbul’da konaklıyorduk ve birçok oyuncumuza yayılan bir hastalık salgını oldu takımda. Takım olarak ligde ilk yılımızı geçiriyoruz ve buna rağmen Spor Toto Türkiye Kupası’nda son 4 takım arasına kalarak büyük bir iş başardığımızı düşünüyorum. Bugün en iyi oyunumuzu sahaya yansıtamasak da Beşiktaş Cola Turka maçında daha iyi bir performans sergileyeceğimize inanıyorum” dedi.
Aliağa Petkim Antrenörü Burak Bıyıktay ise “Takım olarak sadece 8 gündür beraber çalşma fırsatımız oldu. Yeni bir sistem oturmaya çalışıyoruz fakat bugün çok fazla top kaybı yaptık. Yeni transferimiz Damon Jones’un da takıma katılmasıyla topu elimizde daha fazla tutarak, ligde galibiyet serisine başlamak istiyoruz.” diye konuştu.

Beşiktaş Cola Turka Baş Antrenörü Ergin Ataman “Hücumda ilk yarıda çok düşük bir tempoda oynadık ama ikinci yarıda toparlandık. Yeni bir oluşum içinde olduğumuzdan dolayı ve sakat oyuncularımızın daha yeni takıma katılıyor olması nedeniyle oyunun bazı bölümlerinde istediklerimizi sahaya yansıtamıyoruz fakat savunmadan hiç taviz vermediğimizi söyleyebilirim. Böylece rakibimizin oyununu da bozduk. Maçın sonunu akıllıca oynayarak galibiyeti elde ettik. Artık yarı final maçındaki rakibimizi bekliyoruz” açıklamalarında bulundu.

Efes Pilsen Baş Antrenörü Velimir Perasovic ise “Bugün hücumda özgüvenimiz eksik bir şekilde oynadık. Öne geçtiğimiz bölümde skor avantajımızı koruyamadık ve çok basit şutlar kaçırdık. Yaptığımız top kayıpları da mağlubiyeti kaçınılmaz bir hale getirdi. Artık önümüzdeki hafta oynayacağımız Turkish Airlines Euroleague karşılaşmasına hazırlanacağız” diye konuştu.

Spor Toto Türkiye Kupası sekizli finallerine yarın yapılacak iki çeyrek final karşılaşması ile devam edecek:
10 Şubat Perşembe

18:00 Galatasaray Cafe Crown – Olin Edirne
20:30 Fenerbahçe Ülker – Banvit

Timuçin Meriç Röportajı

Türk Telekom’da yapılan antrenörlük değişikliğinden sonra göreve gelip başarılı sonuçlara imza atan Timuçin Meriç 3SAYI Basketbol Dergisine konuştu.

3SAYI: Türk Telekom’un başına çok kritik bir zamanda geçtiniz. Uzun zamandır Telekom bünyesinde yer alan bir antrenör olmanıza rağmen bu sorumluluğu kabul etmenizin başlıca nedenlerini alabilir miyiz?

Timuçin Meriç: 19-20 yıl oldu antrenörlüğe başlayalı ve yaklaşık olarak 14 senedir altyapı ve üstyapıda Türk Telekom ile beraber çalışısyoruz. Son 8 yıl ise 6 yılı Ercument Sunter’in A Takım’da yardımcılığı olmak üzere A Takım seviyesinde antrenörlük yaptım ve 1,5 yıl gibi bir süre de Genç Telekom’un başındaydım. Türk Telekom’un başına geçtiğim zamanın çok kritik bir dönem olduğunu kabul ediyorum ama bu sürece baktığımız zaman bu teklif bana geldiğinde hiç düşünmedim bile. Çünkü yöneticilerin arkanızda olduğunu ve destekleyici güc olduğunu bilmek, itici güç oluyor. Zaten takım kadrosuna baktığımızda kötü oyuncular bulunduğunu söyleyemeyiz, ben her zaman bu kadronun üst seviyeleri zorlayabilcek gücü olduğuna inandım. Sadece yapılması gereken bir takım değişiklikler vardı ve bunun da mümkün olduğunu görünce hiç düşünmeden kabul ettim. Şu anda geçirdiğimiz yaklaşık bir aylık sürecin bizim açımızdan iyi geçtiğine inanıyorum. Öncelikle Başkanımız Gökhan Bozkurt, Asbaşkanımız Celalettin Dinçer ve Genel Sekreterimiz Akif Üstündağ’ın bana güvenmeleri ve ilk olarak beni düşünmeleri benim hiç teredüttümün olmamasını sağladı.

3SAYI: Sizin gelmenizle beraber ortaya çıkan grafiği neye bağlıyorsunuz, takımda ne gibi değişikliklere gittiniz?

T.M:  Sahada herkesin gördüğü üzere takımda belli başlı problemler vardı. Kadrodaki oyuncuların hemen hemen hepsi başka takımlardan performanslarını bildiğimiz, kendilerini ıspatlamış oyuncular. Yaşanan problem bence uyumdan kaynaklanıyordu. Benden önceki ekibi ve antrenör arkadaşları eleştirmek gibi bir amacım yok. Ama onların uyguladığı sistem ve kadrodaki oyuncular gereken uyumu sağlayamadılar. Bu çok net gözüküyordu ve sahaya yansımaları belli oluyordu. Özellikle takımın savunma kısmında çok aksaklıklar vardı. Neredeyse maç başına 90 sayıya yakın ortalama ile sayı yiyen bir Türk Telekom vardı. Bu sayıyı yiyen bir takımın kazanmak için 100 sayı atması lazım. Bu da bir takım problemleri beraberinde getirdi. Öncelikle kafada oluşan sistem problemini çözmeye çalıştım. Savunmada daha basit ama uygulanması kolay sistemleri oyuncularıma uygulatmaya çalıştım. Onlarda bu değişikliğe çok iyi tepki gösterdiler. Bence uyumu yakaladık, takım içindeki uyuşmazlık yavaş yavaş çözüldü. Sistemle aralarındaki problem bitti ve daha çok savunmaya kafa yoran bir Türk Telekom var. Doğal olarak savunma odaklı düşününce, sahaya yansıyan başarılı bir performans ortaya çıkıyor.

3SAYI: Peki ilerleyen zamanlarda savunma odaklı bir Türk Telekom izleyeceğimizi söyleyebilir miyiz?

T.M: Daha önce uygulanan savunma sistemi, yani man-to-man ve zone sistemine oyuncuların adapte olamadığını gözlemledim. Bu sistemin yanlış olduğunu söylemeye çalışmıyorum, çünkü basketbolda tek bir doğru yoktur. Bu takıma uymayan bu sistemin başka takımlarda çok başarılı sonuçlar verdiğini görebiliyoruz. Bu savunma problemlerini değiştirmek üzerine hala çalışıyoruz. Çünkü bahsettiğim bu seğişikliğin oturması 1 ay gibi kısa bir sürede olması çok zor. Hala ufak ufak parçaları oturtmaya çalışıyoruz. Tahminim 1,5-2 ay içinde sahaya tam performansını yansıtan bir Türk Telekom ortaya çıkacaktır. Problemin sistem ve oyuncular arasında olduğunu düşünüyorum. Teknik ekiple oyuncular arasındaki sorunlar sahayada yansımış durumdaydı ve takımda olan mutsuzluk dışardan bakınca belli oluyordu. Bunun ortadan kalkdığını düşünüyorum. Çünkü gerek maçlarda gerek kamplarda ve antrenmanlarda mutlu ve huzurlu bir ortam var.

3SAYI: Yetiştiğiniz antrenörlük ekolünden ve kendi tarzınızdan bahseder misiniz?

T.M: Her antrenörün kendine göre bir tarzı ve sistemi vardır.İlk 1.lig asistan koçluğuna Büyük Kolej’de Naci Özanay ile başladım,4 yıl ona yardımcı oldum.Telekom’a tekrar dönüşüm Tolga Öngeren zamanında oldu , onunla 4 5 ay gibi kısa bir süre birinci asistan olarak çalıştım. Tolga Öngeren görevinden ayrıldıktan sonra takımın başına Ercüment Sunter geldi ve onunla yaklaşık 5,5 sene boyunca asistan koçluk yaptım. Bu antrenörler gerçekten basketbolda önemli isimler.Bir dönemde altyapıda çalışırken Telekom’da Ergin Ataman görevliydi,ekipte bulunmasam bile her antremanda onlarla birlikteydim ve onları takip etme şansım oldu.Onların yaptğı ve bana uymayan birçok şeyi kafamda eleyebiliyordum.Bu isimlerin bana çok büyük katkısı oldu. Onlardan kazandığım tecrübe ile kafamda kendime göre bir sistem oturttum.Benim basketbolumda öncelikle savaşan, sahada asla pes etmeyen savunmada elinden geleni sahaya yansıtan bir takım sistemi var.Zaten basketbol hatalar oyunu , offence olarak bir şekilde sayı bulunur ama benim için önemli olan savunmayı sahaya yansıtabilmek.

3SAYI:Türk Telekom’un hiç bir zaman bütçe sıkıntısı olmadı ama Türkiye’de ve Avrupa Liginde hep belli yerlerde bulundu bunun sebebi sizce nedir?

T.M:Efes Pilsen , Fenerbahçe Ülker gibi klüplerin yaptıkları yatırım ve aldıkları oyuncular ile bizim aramızda bir fark  olduğu doğru ama bunun nedenin bütçeden değil oyuncu seçimindeki eleminasyondan kaynaklandığını düşünüyorum. Türk Telekom hemen hemen her sene ligde yarı finale kadar yükseldi, 3 sene önce Türkiye Kupası nı kazandı ve ardıdan Cumhurbaşkanlığı Kupası nı kazandı. Bunlar büyük başarılardı fakat yeni gelen yönetimle beraber bazı değişikliklere gidildi . Buna bütçe kısıntısı denemez takımın başındaki koçun oyuncu seçimi olarak tanımlayabiliriz.  Avrupa kısmına gelirsek, maalesef  Türkiye’nin son 5 6 senedir Euroleague ile anlaşması sadece Fenerbahçe Ülker ve Efes Pilsen ile oluyor.  Bizim final oynadığımız sene Euroleague şansımız doğmuştu ama Euroleague’nin takım alma kapasitesi sınırlı olduğu için oraya giremedik. Orda olsaydık da en iyi yerlere gelebileceğimize inanıyorum.Bu sene Banvit öyle bir şans yakaladı biz 7 8 senedir oraları kovalamamıza rağmen ön eleme bile oynayamadık, Türk Telekom kötü zamanlar geçirirken bu fırsat Banvit’e doğdu. Umarım ilerki senelerde bizde bu şansı elde etmiş oluruz ve oralara Türkiye olarak daha çok takımla katılabiliriz.

3SAYI: 1. Lig de takımı olup pilot takımı olarak kullanan çok az klüp var ve Türk Telekom bu durumu iyi bir şekilde başarıyor. Siz uzun süre altyapıda bulunan bir antrenör olarak Türk Telekom’un alt yapısından bahseder misiniz?

T.M: Yıllardır Türk Telekom alt yapısında düzenli bir çalışma var. Son yıllarda bunun verimini almaya başladık. Bunun göstergesi olarak 2. Lig de ki pilot takımımız Genç Telekom tamamen genç oyuncularla kurulu olmasına ve kadrosunda yabancı oyuncu bulundurmamasına rağmen bundan önceki 2 sezon yarı final oynadı. Altyapımızın yetiştirdiği oyuncularımızdan Uğur Öğüt şu anda A takımımızda oynuyor,geçen sene kadroda bulunan Erdinç Balto bu sezon Antalya B.Ş.B ‘nde,Pertev Öneren Bornova Belediyesi’nde ve Sertaç Şanlı Galatasaray Cafe Crown’da oynuyor.Bu oyuncular tabiki çok fazla süre almıyorlar zaten bir anda çıkıp 15 20 dk oynamalarını bekleyemeyiz ama ilerleyen zamanda Beko Basketbol Ligi’ne faydalı oyuncular olacaklarına inanıyorum. Şu anda iki tane genç takımımız var Türk Telekom genç takımı ve Genç Telekom genç takımı,bu sene iki takımda Gençler Türkiye Şampiyonası’nda ilk üçü oynayacak takımlar arasında yer alıyorlar. Bundan 5 6 sene sonra takımlarımızın bir ekol olarak çıkacağına inanıyorum.

3SAYI: Genel olarak Türkiye altyapısını nasıl değerlendirebilirsiniz?

T.M: Yetenekli oyunculara sahip olmamıza rağmen bunu değerlendiremediğimizi düşünüyorum.Bizim yaptığımız gibi diğer takımlarda kendilerine pilot takımlar kurarlarsa , oyuncular da kendilerini gösterme fırsatı bulacaktır. Yöneticiler olarak 1. Lig de genelde daha yaşlı daha tecrübeli oyuncuları tercih ediyoruz ama aynı katkıyı genç oyuncular da sağlayabilirler.Genç oyunculara daha çok zaman verilmeli diye düşünüyorum. Tabi bu sene Türk Telekom’da bunu gerçekleştiremiyorum çünkü takım çok sıkışık bir durumdayken buraya geldim ama bu sezonu iyi bir şekilde bitirirsek ve ilerki senelerde yöneticilerimiz benimle çalışmak isterlerse seneye takımımızda genç oyuncu sayısında artış olacağını söyleyebilirim.

3SAYI: Çift lisanslı oyuncuların gelişimi hakkında ne düşünüyorsunuz?

T.M: Çok önemli güzel bir uygulama,bunun hatta sayısı bile arttırılabilir.Genç oyuncular için büyük bir fırsat.Mesela Uğur Öğüt geçen senenin en iyi 2. lig guardlarından bir tanesi. Şu anda hem 1. ligden hen 2. ligden kendisiyle ilgilenen klüpler var. Bu oyuncuyu ve takımı riske edip 20 25 dakika oynatmam neredeyse imkansız.Ona verebileceğim maximum süre 10 dakika civarıdır. Fakat bu oyuncu gelişimini 10 dakika ile sağlayamaz , burda aldığı sürenin üstüne 2. ligde oynayacağı 30 35 dakikayla performansını arttırdığını basketbolunu geliştirdiğini düşünüyorum.

3SAYI:  Bu sezon için son transfer hakkınızı kullanacak mısınız?

T.M: Buraya geldiğimde 2 transfer hakkımız vardı. Birini eski oyuncumuz Jan Jagla yı getirerek kullandık. Heiko Schaffartzik ‘den boşalan yere 1 belki 1 2 pozisyonunda oyuncu bakıyoruz.Fakat öyle bir durumdayızki herkes kendi takımıyla devam ediyor, çok büyük bir maddi sıkıntı ya da takım içi anlaşmazlık olmazsa kimse klübünden ayrılmıyor.Şu anda aklımızda bir çok isim var ama bu hakkı iyi kullanmak istiyorum,getireceğimiz oyuncunun burayı hakeden bir isim olması lazım.En kısa zamanda o ismi bulacağız ve kadromuza katacağız.

3SAYI: Maça gelen seyirci hakkında neler söyleyeceksiniz?

T.M: Ankara seyircisi gerçekten basketbolu seviyor ve biliyor. Daha önce salonun maçın başlamasına bir buçuk iki saat kala dolduğu maçlarda ben asistan koç olarak görev yaptım. Salonun büyük kısmında yine Ankaraüçlüler vardı, taraftarı böyle ayırmamak lazım.Her kesimden her seyirciye ihtiyacımız var.Mutlaka bu tür seyircilerimiz de olacak.Onlar salona Türk Telekom taraftarı olarak geliyorlar, biraz fanatik olabilir ama ben salonun tıklık tıklım dolu olupta çık çıkmayan bir maç yerine, 100 200 kişiyle hareketlenmesini tercih ederim. Son 2 senedir seyici sayımızda bir düşüş olduğu doğru.Bunu düzeltmek istiyorum ama tek başıma yapamam, oyuncular sahaya yansıttıkları güzel basketbolla seyirciyi kendileri çekicekler. Şu anda iyi gidiyoruz göreve başladığımdan beri oynadığımız 6 Beko Basketbol Ligi maçının 4ünü kazandık.Kaybettiğimiz maçlardan biri Banvit deplasmanı diğeri ise Trabzon deplasmanı , ki Trabzon deplasmanı hala kafamızda soru işareti.Takım artık güzel basketbolunu sahaya yansıtıyor,ben Ankara seyircisinde rica ediyorum bizi desteklemeye gelsinler.

3SAYI: Son olarak Dünya Şampiyonasının etkilerini nasıl görüyorsunuz?

T.M:  Dünya Şampiyonası’nda muhteşem bir sonuç aldık. Zaten basketbolda son 2 3 yıldır büyük bir ilerleme var.Tabi bu insanları basketbola biraz daha çekiyor,hem seyirci açısından hem altyapılar açısından.Bunun sonuçlarını 3 5 yıl daha alacağız gibi geliyor. Şu andaki seyircisi sayısında çok büyük bir artış var sadece Ankara için söyleyemeyiz ama diğer şehirlerde gittiğimiz tüm maçlarda hemen hemen salon ağzına kadar dolu oluyor.Bunu kullanmak ve daha da geliştirmek lazım,gerekli yatırımın federasyon tarafında yapılacağına inanıyorum.Umarım Avrupa da ilk sıraya yükselicek kadar bir basketbol sevgisi ülkemizde oluşur.

3SAYI: Teşekkür ederiz.

T.M: Ben teşekkür ederim.

Röportaj: Gizem Kumbasar, 3SAYI Basketbol Dergisi