Kategori arşivi: Altyapılar

Fiba 18 Yaş Altı All Star’da Bir Türk

Eurobasket 2011 Avrupa Şampiyonası organizasyonu içinde yer alan ve 17 Eylül 2011 Cumartesi günü Litvanya’nın Kaunas şehrinde Kauna Arena’da  yapılacak olan 18 Yaş Altı FIBA All Star maçına, Tofaş Spor Kulübü basketbol alt yapısından yetişen ve bu yıl A Takım kadrosunda da yer alan 1993 doğumlu Samet Geyik davet edildi.

 

Samet Geyik, bu sene yapılan Fiba 19 Yaş Altı Dünya Şampiyonası ve 18 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası’nda yer alan oyunculardan Fiba Sertifikasına sahip antrenörler tarafından seçilen 24 kişi arasına Türkiye’den girmeyi başaran tek sporcu oldu.

 

Samet Geyik 2011 Mayıs ayında yapılan Genç Erkekler Türkiye Şampiyonası’nda 18 sayı, 12,2 rebount, 1,2 assist, 1,2 top çalma ortalamaları ile Tofaş Genç Basketbol Takımının Türkiye Şampiyonu olmasında katkıda bulunmuş ve turnuvanın en değerli oyuncusu (MVP) ödülünü kazanmıştır.

 

Samet Geyik aynı zamanda 2011Temmuz ayında yapılan FIBA 18 Yaş Altı Avrupa Şampiyonası’nda 9,9 sayı, 4,6 rebount, 0,6 assist, 1,0 top çalma ortalamaları ile Genç Milli Takımımızın Avrupa 3.’lüğünde önemli rol üstlenmiştir.

 

FIBA tarafından seçilen ve 18 Yaş Altı All Star maçına davet edilen diğer ülkelerin sporcuları ise şu şekildedir,

 

Adı (Ülke) Pos. Boy(CM)
A. Abrines-Redondo (ESP) 3 196
T. Borg (SWE) 1 182
J. Cavén (FIN) 5 211
A. Cvetkovic (SRB) 1 190
A. Della Valle (ITA) 2 193
V. Gerun (UKR) 5 207
S. Geyik (TUR) 4 203
J. Gualtieri (SMR) 1 188
M. Imbrò (ITA) 2 192
H. Invernizzi (FRA) 2 198
P. Ivanov (BUL) 2 195
S. Karasev (RUS) 3 202
P. Karnowski (POL) 5 214
S. Kymantas (LTU) 5 210
R. Larsen (DEN) 5 211
W. Magarity (SWE) 4 210
V. Micic (SRB) 2 195
N. Miljenovic (SRB) 1 194
P. Niedzwiedzki (POL) 4 210
B. Radosavljevic (GER) 5 213
E. Reinholt (DEN) 2 196
D. Saric (CRO) 3 204
P. Semaska (LTU) 1 183
A. Suarez (ESP) 4 204

Samet Geyik

Topa Atlamak!

  • Eve geldiğinizde anneniz eşofmanınızın yırtılmış olduğunu görünce merakla sorar ne oldu? diye
  • Kapıdan girersiniz ve anneniz dizinizin yara olduğunu görür, hemen telaşla sorar çocuğum ne oldu? diye

Bunlar en basit iki örnek sadece, sizin madalyalarınızın sadece iki örneği. Çoğu basketbolcunun bacaklarında parke yanıkları vardır. Bu yanıklar sizi farklı kılar. Sizin oyun karakterinizi ortaya koyan birkaç özellikten biride budur.

O oyuncular kimler midir?

Onlar bir topun maç demek olduğunu bilenlerdir. Onlar idman ya da maç fark etmeksizin mücadele etmeyi kendilerine ilke edinmiş oyunculardır. Onlar maçın skoru ne olursa olsun her zaman aynı şekilde davrananlardır.

O oyuncular her zaman örnek gösterilen ve örnek alınan, o oyuncular her zaman saygı duyulan oyuncular olarak görülecek ve anılacaktır.

İdmanda ya da maçta canınızın acımasını mı?

Ya da o topa atlasaydım maçı kazanır mıydık? O topa atlasaydım acaba antrenörümün bana bakışı değişir miydi? Diye düşünmek mi?

Hangisini tercih edersiniz?

Sadece bir topa atlayarak mı bunlar olacak?

O bir top size maçı getirebilir. O bir top hata yapan takım arkadaşınızın hatasını kapatmak anlamına gelebilir. O bir top maçı izlemeye gelen çocukların sizi örnek almasını sağlayabilir. O bir top sizi yaşıtlarınızdan ayırabilir.

Parke de önünüzden kontrolsüz yuvarlanan bir top geçtiğinde, tercih sizin

O bir top sadece bir pozisyon değildir, sizin ruhunuzu da sahaya yansıtandır.

Emre DAĞDELEN

 

 

4 Kamera ve 1 Maç

Şimdi anlatacağım hikâyede sahada 4 tane kamera olacak, 1. kamera aile kamerası, 2. kamera çocuğun kamerası, 3. kamera sahayı çeken kamera, 4. kamera salonun dışını çeken kamera. Haydi bakalım kameralar kayıtta…

1. kamera aile kamerası;

Çocuğunuz sonunda sahaya çıkıyor. Sizde ailenizle beraber onu desteklemeye gittiniz. Zaten o güne kadar yapılan antrenmanlarda, hazırlık maçlarında diğer aileler ile tanıştınız. Hep beraber “sizin takımın” arkasındaki tribüne oturdunuz. Evet, gördünüz çocuğunuz 4. sırada koşarak geliyor. El sallıyor, alkışlıyorsunuz, tabii o mahcup bir edayla ya size göz kırpıyor ya da yapma ya baba ya da anne gibisinden bir bakış atıyor. Kolay mı ailesi önünde maç oynayacak, ne kadar onur verici bir an onun için.

3. kamera sahayı çeken kamera;

Yeni alınmış ayakkabıların altı ötüyor sahada, arkadaşları ona sataşıyorlar, “sadece ayakkabılar bile 20 sayı atar” diye. Evet, duruşu değişiyor, güveni biraz daha artıyor. Smaç vuramıyor ama turnikeleri o kadar yüksekten bırakıyor ki, sanki smaç vuracak. Isınma hareketlerinden sonra, iyice terliyor, kaçan şutlardan sonra, normalde %100 ile oynarmış gibi bir hava estirerek. Ya ayakkabısının altını siliyor ya da top kayıyormuşçasına ellerine bakıyor.

2. kamera çocuğun kamerası;

Hadi artık, şu ısınma süresi hala bitmedi mi?” diye düşünürken, hakemin düdüğü ve evet ilk 5’ler sahaya davet ediliyor. Daire oldunuz, antrenörünüz soyunma odasında ilk 5’i söylemedi, hepiniz onun gözlerinin içine bakıyorsunuz. İşte senide seçiyor, “karnın mı ağrıdı?”, emin ol birazdan geçecek. Tabii o sırada anne ve babanda tribünde gururlanıyor, ne de olsa oğulları ilk 5’te başlayacak. Sahaya girerken arkadan bir ses “hadi aslanım!”. Babanın sesi, ne yapsın o da en az senin kadar heyecanlı.

3. kamera sahayı çeken kamera;

Bütün enerjinle oynuyorsun, savunma yapıyorsun, işte bir hızlı hücum ve turnikeden sayıyı buluyorsun. Alkışları duyuyorsun, bir kulağın antrenöründe, bir kulağında doğru olmasa da ailende.

Rakip takım oyunu sertleştiriyor ve hakemler oyun sertliğine izin veriyor. O sırada sana da yapılan bir faul çalınmıyor ve baban yerinden kalkıp hakeme bağırıyor. Rakip takımın velilerinden biriside babana.

2. kamera çocuğun kamerası;

Ne oluyor anlamıyorsun, sen aldığın eğitimden dolayı, hakemle hiç konuşmadan yerine dönüyorsun. Rakip takım maçı önde götürürken, birde bakıyorsun ki baban, tribünden antrenörüne bir şeyler söylüyor. Kafandan kaynar sular dökülüyor. Baban hemen antrenörün arkasında ve tavrı iyice sertleşiyor. Oynamaya çalışıyorsun ama zorlanıyorsun. Arka arkaya birkaç pozisyon atışları kaçırınca, antrenörün seni oyundan alırken, baban “oğlum kaçar mı ya onlar?” diye sana serzenişte bulunuyor. Omuzlarının çöktüğünü hissediyorsun.

1.kamera aile kamerası;

Baba hakemin oyunu durdurup, kendisini uyardığa inanamıyordu, o önce kendisine baksın, doğru dürüst düdük çalsın. Tamamen haklıydı, kendisine karışamazdı.

2.kamera sahayı çeken kamera;

Devre olur, takımlar soyunma odasına gider, bir altyapı maçında ortam lig maçlarını aratmayacak şekilde gerilmiştir. İki takımın velileri, birbirlerine hasım olmuşçasına bakışırlar, hakemler gergin, polis bile altyapı maçında tribündeki yerini almıştır. Oyuncular soyunma odasında antrenörlerinin taktiklerini dinlerken, kafalarının bir bölümü de “acaba bizimkiler ne yapıyordur?” gibi düşüncelerle doludur.

 

 

 

 

1. kamera aile kamerası;

Çocuğunun sahaya çıkacağı en yakın yerde bekliyordu. İşte oradaydı. Hemen ona seslendi. Oğlu ona baktı, “hadi aslanım, yeneceğiz onları. Biz sana güveniyoruz” dedi ve tribündeki yerini aldı.

3.kamera çocuğun kamerası;

İkinci yarı için sahaya çıkarken, eski hevesi yoktu. Devreye geride girmişler, antrenörden fırça yemişler ve kendiside beklendiği kadar iyi oynamıyordu. Sahaya adım attı ki, babasının kendisine seslendiğini duydu. İçinden “baba yapma ya” dedi ama yine de ona doğru yaklaştı. Babası ona, “hadi aslanım, yeneceğiz onları. Biz sana güveniyoruz” dedi. Dedi ama sanki onu sadece destekleselerdi, “oğlum önemli değil, siz elinizden geleni yapın, bizim için önemli olan o deseydi”.

4.kamera sahayı çeken kamera;

Maç tekrar başladı ve antrenör onu tekrar ilk 5’te başlattı. İki takımda antrenörlerin ve tribünde ki taraftarların bağırışları ve hakemleri düdüklerinin stresleri altında karşılaşmaya devam ettiler. Maçı sonunda doğal olarak bir takım kaybetti. Kim mi kaybetti? Devam edelim…

2. kamera çocuğun kamerası;

Maçı kaybetmişleri. Hayır ya daha ilk maçlarıydı. Şampiyon olacakları, onlardan daha iyi bir takım yoktu. Başı öne eğik, antrenörün içeri gelip kendilerine bağırması bekliyordu. Tabii aklından bir sürü düşüncelerle, dışarıda bekleyen anne ve babasını üzmüştü, antrenörünün güvenini kırmıştı ve buna benzer düşünceler. Antrenörleri odaya girdi. Hepsine “başlarını yukarı kaldırmalarını” söyledi. Kendiside başını kaldırdı, o an antrenörü ile bakışları kesişti, “aferin” dercesine ona bakıyordu. Antrenörleri çok kısa bir konuşma yaptı, “daha yolun başındaydılar, gösterdikleri mücadeleden dolayı kendilerini tebrik ediyordu ve oyuncuları ile gurur duyuyordu”. Hep beraber ayağa kalktılar elleri birleştirdiler ve 1,2,3 …….. hep beraber gırtlakları yırtılırcasına takımlarının isimlerini haykırdılar. Şimdi düşünceleri değişmişti, kendine güveni yerine gelmiş, kazanmak, kaybetmek bir yana mücadele etmenin antrenörü tarafından çok önemli olduğunu öğrenmişti.

4. kamera salonun dışını çeken kamera;

Oyuncular birer, ikişer sahayı boşaltıyorlardı. Çocuğu çıkan aile ya onu tebrik ediyor ya da teselli ediyordu. Bir aile daha oğullarını bekliyordu, baba biraz sinirli, anne sakin ve şefkatli gözler ile bekliyordu.

1. kamera aile kamerası;

Kendisine kızıyordu ama ne yapsın kontrol edememişti kendini, Oğlu çıksa, bir çıksa ama bir türlü çıkmıyordu işte. Acaba kendisi mi içeri girseydi? Eşine baktığında, sanki bu düşüncesini anlamışçasına “yapma” dedi.

2. kamera çocuğun kamerası;

Her şey düzelmişti, hayır her şey değil. Dışarıda babası vardı, annesi vardı. Bir sınavı daha vardı. Soyunma odasında ki bütün olumlu konuşmalara rağmen, omuzları düşmüş ve başı önce çıktı salondan. Gözleri ailesini aradı. İlk önce annesinin gülen yüzünü gördü, kendisine el sallıyordu, kendiside annesine el salladı. Sonra gözler babasının gözleri ile buluştu, babası kendisine gülümsüyordu. O da babasına güldü ve ailesine doğru hızlı adımlarla ilerlerler. Dışarıda bulunan arkadaşlarının aileleri de kendisine, “aferin iyi oyundu, aferin” diyorlardı.

5.kamera salonun dışını çeken kamera;

Önce annesini öpen çocuk, daha sonra babasını öptü. Babası çocuğun saçlarını okşadı ve “aferin oğlum, çok iyi oynadın, annen ve ben seninle gurur duyduk” dedi. O an baba ve oğul birbirlerine sarıldılar. Daha sonra baba devam etti, “beni bilirsin heyecanlıyım ben, o yüzden ilk maçında sanırım senden daha fazla heyecanlıydım ama bundan sonra gör babanı, takımın en centilmen destekçisi ben olacağım” dedi. O sırada anne söze girdi ve “hadi ama maçtan çıktık acıktım, hadi evde size ziyafet hazırladım” dedi. Hep beraber arabalarına bindiler ve evlerine doğru yola çıktılar.

Sanırım bu ve buna benzer diyaloglar ya da hissiyatları yaşamışsınızdır. O yüzden birçok genç kardeşimiz ilk başlarda ailelerinin maçlarına gelmesini istemeyebilirler. Maçın sonucunun ne olduğu hiç önemli değil, önemli olan o çocuklar sahada emek harcıyorlar ve ter döküyorlar. Harcanan emek ve ter’in karşılığı onları eller çatlayana kadar alkışlamak olmalı…

 

Emre Dağdelen

 

 

 

Hatay’da Gençler Şampiyonu Belli Oldu

Hatay Milli Eğitim Gençlik ve Spor  Kulübü genç erkekler finalinde; İskenderun Güney  Akademi  Spor Kulübünü 70–69 yenerek Hatay Şampiyonu oldu.

30 Mart 2011 tarihinde Kahramanmaraş ilinde başlayacak olan bölge şampiyonasına gitmeye hak kazanan Hatay Milli Eğitim G&S.Kulübünde Koç M. İlker KESER, dar ve kısıtlı bir kadroyla çok iyi savunma yaparak kulübün kuruluşunun ilk yılında şampiyon olduklarını ve bölge şampiyonasında başarılı olabilmek için takıma takviyede bulunacaklarını söyledi.

3SAYI Dergisi olarak, dergimizde de görev alan Koç İlker Keser’i ve takımını tebrik eder, Bölgesel turnuvada da başarılar dileriz.

Botaş-Okul İşbirliği Yine Şampiyon

Bu yıl Gaziantep ‘te düzenlenen Liseler arası Kız Basketbol Türkiye Şampiyonası Yarı Finallerinde mücadele eden Adana Final Okulları, 16 Mart 2011 tarihinde Kayseri ‘de düzenlenecek olan Finallere, Yarı Finallerin son gününde Fenerbahçe Koleji Lisesi ‘ni 66-64 mağlup ederek Şampiyon ünvanı ile gitmeye hak kazandı.

Yarı Finalerde muhteşem bir performans ortaya koyarak dikkatleri üstüne çeken ve şampiyonanın favorisi olarak gösterilen Adana Final Okulları, Grup maçlarında 1 sayı ile mağlup olduğu Fenerbahçe Koleji Lisesi ‘ni rövanşta 66-64 mağlup ederek rövanşı aldı.

Okul-Kulüp işbirliği çerçevesinde yürütülen Botaşspor – Adana Final Okulları ortak başarısından dolayı spor otoriteleri tarafından takdir edilmeye devam ediyor.

Yıldız Bayan Milli Takım Koçu Erkan Metin Röportajı

Katıldığı Canik Turnuvasında şampiyon olan Yıldız Bayan Milli Takımımız koçu Erkan Metin Röportajını sizlerle paylaşıyoruz.


Bu turnuvaya ev sahipliği yapan kentdeki kadın basketboluyla ilgili olarak düşüncelerinizi alabilir miyiz? Aynı zamanda 2.ligde mücadele eden Canik basketbolla ilgili düşünceleriniz nelerdir ?

Öncelikle şunu söylemeliyim Canik’te basketbolun bu kadar sevildiğini tahmin etmiyordum.Fakat salona girdiğimden itibaren gösterilen ilgi, salonun güzelliği ve kadın basketboluna yapılan yatırımı görünce çok sevindim,daha sonra Belediye Başkanının takımı ziyarete geldiğinde bana anlattığı basketbolla ilgili projeleri, salon ve Canik Belediyesi Bayan takımı beni bayan basketbola hizmet eden biri olarak hem sevindirdi hemde heyecanlandırdı.
Bence eğer bu yatırım ve tesisleşme devam ederse Canik gelecekte basketbol kenti olacaktır. Canik Belediye Bayan Takımına gelince gerçekten bir dönemin bayan basketbolunda isim yapmış çok kariyerli oyunculardan kurulu bir takım oluşturulmuş ve takım başarıyla 1.lige doğru ilerliyor. Tesisleşme çok iyi, altyapıdada çalışmalar iyi durumda ve takım 1.lige ve böyle bir organizasyona hazır. İnşallah Canik Bld. Sporu gelecek yıl 1.ligte görürüz.

Alt yapı çalışmalarını Samsun bazında nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Canik Bld. Altyapısını antrenman ve maçlarını takip etme şansım olmadı ama oradaki altyapı antrenörlerinden ve yöneticilerden aldığım bilgiler ışığında spor okulları organizasyonu çok iyi durumda ve il bazında yaptıkları çalışmaların karşılıklarını yavaş yavaş almaya başladıklarını öğrendim.Eğer Caniğin 1.ligte bir takımı olucaksa altyapısıda çok iyi olmalı ve kentin oyuncularına,antrenörlerine yani kentin değerlerine sahip çıkmalıdır.Altyapıdan A takıma ne kadar fazla oyuncu çıkarsa halk takımını daha fazla benimsiyecektir ve takım 1.ligte daha başarılı olacaktır inancındayım.

Yıldız milli takımımız ve rakip takımlar için turnuvadaki gözlemleriniz nelerdir ?

Yıldız Milli Takımımızla 2.kampımız ve turnuvamımızdı.1.turnuva balkan şampiyonasında başarılı olarak şampiyon olduk. 2.kamp ve Canik turnuvasıda bizim açımızdan çok verimli geçti diyebilirim.Takımda uyum sorununu bu iki kamp sayesinde aştık diyebiliriz, kendi oynatmak istediğimiz hem hücum hemde savunma sistemimizi biraz daha oturttuk diyebiliriz. Bu açıdan çok memnunum.Takımımızda eksikler var tabiki ,bu eksiklikler ve oyuncular hakkında gözlemler yaptık.Bu kamp diğer yapacağımız şampiyona öncesi uzun süreli kampımız için bize yol göstermiş oldu. Uluslararası turnuvaya gelince Bulgaristan hariç Ukrayna ve Polonya da güçlü ve ekol olmuş ülkeler.Biz bu turnuvada iyi savunma yaptığımızı düşünüyorum ve özellikle 1996 doğumlu 2-3 oyuncunun göstermiş olduğu performans bizi önümüzdeki seneler içinde umutlandırdı ve doğru oyuncular seçtiğimizi kanıtladı.Eğer yaz kampımızı iyi geçirip daha takım olarak mücadele edebilirsek Avrupa Şampiyonasındada iyi bir derece alabileceğimizi umuyorum.

Yakın zamanda Türkiye’de en kapsamlı oyuncu taraması yapıldı, düşünceleriniz nelerdir ?
Bu taramalara 3 sene önce başlandı ve ben bu taramaları çok başarılı buluyorum.Çünkü Anadolu’daki her oyuncuya ulaşma fırsatımız oldu ve bu oyuncuların fiziki özelliklerini ölçme ve değerlendirme şansımız oldu,Şu andaki milli takımdada taramalardan gelen 2-3 oyuncu bulunuyor.Bu taramalar ileriki yıllardada devam edecektir ve bence bu taramalar ülkemizdeki yetenekli,fiziki ve motorik özellikleri iyi oyuncu adaylarını bulmada çok faydalı olacaktır.

2012 yılında yapılacak olan Avrupa bayan basketbol şampiyonasında iyi bir kura çekildi sizce erkeklerde yakaladığımız başarıya yakın bir başarı yakalayabilir miyiz?
Bence Türk Bayan Milli Takımlarının Avrupa’da artık her zaman şampiyonalara katılarak ve ilk 5-6 arasında her zaman yer bulacaktır. Çünkü biz hem organizasyon hem oyuncu kalitesi hem antrenör bilgi birikimi ve tecrübesi açısından yeterli donanıma sahibiz.Bu kriterler bizi başarıya götürecektir diye düşünüyorum.Sadece bir tehlike olduğunu düşünüyorum o da ligimizde 4 yabancı ve devşirme oyuncunun oynaması.Bu yabancı oyuncu fazlalığı altyapımızdaki yetenekli ve iyi oyuncuların takımlarında hiç süre bulamamasına sebep oluyor ve kenarda oturarak ligi bitiriyorlar.Başarıya ulaşmak ve diğer takımlarla mücadele edebilmek uğruna bazı takımlar 3 yabancı ve bir devşirmeyi aynı anda sahada oynatıyorlar bu da Türk oyuncularının işini zorlaştırıyor.Burda bence yapılması gereken şey yabancı sayısının azaltılması devşirme oyuncusunun kaldırılması ve genç takımla A takım arasındaki boşluğun doldurulması amacıyla belki bir Ümitler deplasmanlı liginin kurulması Türk oyuncular açısından çok faydalı olacaktır.Bu yabancı fazlalığı ileriki zamanlarda Milli Takımlar bazında bize zarar verebilir.

Roportaj: Ali ÇAKIR

EDBA’da Sağlık Kontrolü

İzmir’de faaliyet gösteren EDBA basketbol okulu forması giyen sporcular ve antrenörlerin bir bölümü yarıyıl tatilinde, İzmir Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Basın Sitesi Semt Polikliniği bünyesinde yer alan “Spor Hekimliği’nde”  kontrolden geçti. Kan testleri, EKG ölçümleri ve rontgenleri çekilen sporcularımız daha sonra, Spor Hekimi Uzmanı, Uzman Dr. Seçkin Şenışık’ın kontrolünden geçti.

Böyle kaliteli bir hizmetin, sosyal sağlık güvencesi olan bütün sporcu ve bireylere ücretsiz olarak verildiğinden dolayı çok mutlu olduklarını söyleyen EDBA baş antrenörü Emre Dağdelen, “EDBA olarak gerek kurs kayıtlarında, gerekse sakatlık zamanlarında, sporcularımızı böyle güven duyabileceğimiz bir kuruma yönlendirebileceğimizi bilmek bizleri mutlu ediyor. Sayın Seçkin Şenışık nezdinde, kontrollerimiz sırasında bizlere destek veren herkese çok teşekkür ediyoruz” dedi.

 

Türk Telekom Yıldız Erkekler Turnuvası’nda Dördüncü Günün Ardından

Gaziantep’te devam eden Türk Telekom Uluslararası Yıldız Erkekler Turnuvası’nda oynanan 6 maçla dördüncü gün tamamlandı.


Türk Telekom Uluslararası Yıldız Erkekler Turnuvası’nın dördüncü günü Porto Riko, Çin, Slovenya, Almanya, Türkiye ve Fransa takımları günü galibiyetle kapatırken Yıldız Millilerimiz, Ukrayna ile oynadığı maçı 73-84 kazandı.

4.Gün Maç Sonuçları
Kamil Ocak Spor Salonu
Portoriko-Romanya:72-65
Almanya-Rusya: 80-77
Ukrayna-Türkiye:73-84

Karataş Şahinbey Spor Salonu
Çin-İran:74-51
Slovenya-Gürcistan:89-56
Bulgaristan-Fransa:55-61

Türk Telekom Yıldız Erkekler Turnuvası’nda üçüncü günün ardından

Gaziantep’te devam eden Türk Telekom Yıldız Erkekler Turnuvası’nda günün maçları şu şekilde sonuçlandı;

A GRUBU:

Ukrayna-Porto Riko: 79-74

UKRAYNA(79):Igor Boyarkin 15 (4 ribaund-4 asist), Yevgeniy Sakhnyuk 4 (1 ribaund- asist), Stanislav Kudrya 5 (5 ribaund-3 asist), İgor Bespalyuk 2 (1 ribaund-2 asist), Danylo Isakov (1 ribaund) , Anton Belous 2 (2 ribaund), Oleksandr Busha 3 (1 ribaund-1 asist), Berezhnyi Vladlen 22 (9 ribaund), Anton Dzyuba 21 (11 ribaund), Vadim Prokopenko 5 (6 ribaund-1 asist)

PORTO RİKO(74): Miguel Reyes 23 (2 ribaund), Jorge Laham 2, Eliel Gomez 7 (4 ribaund-4 asist), William Rodriguez 4 (1 ribaund-1 asist), Bryan David More 13 (1 ribaund-2 asist), Carlos Rest 12 (5 ribaund-2 asist), Ariel Watson 2 (2 ribaund), Ian Torres Medina 2 (1 ribaund), Christian Reyes (1 ribaund-1 asist), Josua Escalera 7 (3 ribaund-1 asist), Eduardo Padial 2 (1 ribaund)

Rusya-Romanya:58-84

ROMANYA(58):Nobert Steff (1 ribaund), Daniel Tudorache 2 (2 ribaund), Stefan Neagu 3, Casian Todorov 14 (2 ribaund-4 asit), Caius Covrig 1, Dimitris Rasty, Vlad Popovic 11 (9 ribaund-1 asit), Mehmet Hortoğlu 7 (3 ribaund-4 asit), Raul Covaciu (2 ribaund-1 asit), Vlad Cobzaru 15 (15 ribaund), Andrei Ciordas 2 (3 ribaund), Catalin Staicu 1 (3 ribaund)

RUSYA(84):Vasily Martynov 14 (5 ribaund-3 asist), Viacheslav Fedorchenko 18 (3 ribaund-3 asist), Alexander Martynov 19 (4 ribaund- asist), Roman Lagutin 3, Konstantin Olefirenko 6 (1 ribaund-1 asist), Andrey Malkov 6 (1 ribaund-2 asist), Nikita Tiptsov 9 (7 ribaund-1 asist), Ivan Victorov 5 (4 ribaund-2 asist), Sergey Zhulkov 1 (7 ribaund-1 asist), Konstantin Kulikov 2 (4 ribaund), Ilia Popov 1 (3 ribaund), Artem Sokolov (1 ribaundt),

Türkiye-Almanya: 71-61

TÜRKİYE (71):Kenan Sipahi 4 (6 ribaund-1 asist), Emircan Koşut (1 ribaund) Cedi Osman 14 (6 ribaund-3 asist), Hakan Uykan 3 (1 ribaund), Metecan Birsen 14 (3 ribaund), Mert Çiner (1 asist), Kartal Özmızrak 7 (2 ribaund-4 asist), Ayberk Güleryüz 11 (5 ribaund), İbrahim Sertan Sarı 4 (1 ribaund-1 asist), Mehmet Şanlı 7 (12 ribaund), Mehmet Fırat Alemdaroğlu 3 (3 ribaund), Göktürk Gökalp Ural 4 (3 ribaund-1 asist),

ALMANYA(61):Nico Oosterman, David Taylor 11 (1 ribaund-5 asist), Jan-niklas Wimberg 3 (3 ribaund), Sebastian Heck 2, İsmet Akpınar 12 (2 ribaund-3 asist), Terry Thomas 5 (2 ribaund-1 asist), Janis Stielow 7 (2 ribaund-1 asist), Maximillian Ugrai 1, Gavin Schilling 15 (7 ribaund), Robyn Missa (5 ribaund), Daniel Mayr 2, Niklas Ney 3 (1 ribaund),

B GRUBU

Fransa-Çin: 67-69

FRANSA (67): Arthur Rozenfeld 8 (2 ribaund – 4 asist), Alexandre Karolak, Olivier Yao-delon 21 (4 ribaund), Lucas Paoletti 10 (2 ribaund), Antoine Chevrier (2 ribaund), Charly Pontens 6 (5 ribaund – 5 asist), Luidgy Laporal 8 (5 ribaund), Romuald Morency, Damien Inglis 9 (4 ribaund), Jean Dieudone Biog 1 (3 ribaund), Paul Rigot (2 asist), Dylan David 4 (5 ribaund)

ÇİN (69): Jiwei Zhao 5 (6 ribaund – 1 asist), Aersilan U, Zhengbo Wang 6 (3 ribaund – 1 asist), Kaiqi Liu (1 ribaund – 1 asist), Zuming Zhang 6 (1 asist), Xiaopeng Guo 15 (3 ribaund – 4 asist), Yuchen Zou, Deshuai Shi, Chunxiang Zi 2 (3 ribaund), Qi Zhou 29 (8 ribaund – 1 asist), Ning Pan 4 (9 ribaund – 2 asist), Bo Liu 2 (1 ribaund)

Bulgaristan-Slovenya:63-72

Gürcistan-İran:50-62

GEORGIA (50): Sandro Bolkvadze 18 (8 ribaund – 1 asist), Nika Amirkhanashvili 2 (1 ribaund), Zezva Liluashvili 11 (6 ribaund – 1 asist), Saba Jakeli (2 ribaund), George Kobalava (3 ribaund), Nugzar Abuladze 12 (1 ribaund – 2 asist), Kakha Tomaradze, Beka Darakhvelidze 7 (15 ribaund – 3 asist), Archil Puluzashvili (5 ribaund), Nika Gurtskaia, Badri Chikhvaria (5 ribaund), Edgar Lomtadze (1 ribaund)

IRAN (62): Arian Namdar Ghashghaei 3, Vahagan Gharibian 5 (4 ribaund), Alireza Razaghi, Hamed Beigi Arbatsafla 6 (8 ribaund – 4 asist), Navid Rezaeifar, Vafa Sabetrasekhi 5 (1 ribaund – 1 asist), Ashkan Allahveysi 3 (2 ribaund), Vahid Dalrizahan 21 (17 ribaund – 2 asist), Alireza Mortazavi 10 (9 ribaund – 2 asist), Ali Valamanesh 4 (4 ribaund), Amirali Kamgar, Mohammed Yazdanpana 5 (3 ribaund)

Türk Telekom Yıldız Erkekler Turnuvası’nda ikinci günün ardından

5-12 Şubat tarihleri arasında Gaziantep’te gerçekleştirilen Yıldız Erkekler Turnuvasında ikinci gün tamamlandı.

Maçlar ve sonuçları ise şu şekilde;

A Grubu:

Rusya-Ukrayna: 76-63
RUSYA(76):Vasily Martynov 13 (4 ribaund-3 asist), Viacheslav Fedorchenko 19 (1 ribaund-2 asist), Alexander Martynov 2 (2 ribaund-2 asist), Roman Lagutin (1 asist), Konstantin Olefirenko 2 (1 ribaund), Andrey Malkov 5 (2 ribaund-3 asist), Nikita Tiptsov 10 (14 ribaund), Ivan Victorov 4 (1asist), Sergey Zhulkov 7 (8 ribaund-1 asist), Konstantin Kulikov 14 (9 ribaund), Ilia Popov (2 ribaund), Artem Sokolov ( ribaund- asist),

UKRAYNA(63):İgor Boyarkin 4 (3 ribaund-3 asist), Yevgeniy Sakhnyuk 4 (4 ribaund), Pavel Riazantsev 4 (1ribaund), Stanislav Kudrya 12 (7 ribaund), İgor Bespalyuk 4 (3 ribaund-1 asist), Oleksandr Busha 2 (3 ribaund-2 asist), Oleksandr Biella, Yevgeniy Belotsenko 3 (1 ribaund), Andrey Kharchinskiy 6 (3 ribaund), Berezhnyi Vladlen 18 (14 ribaund-1 asist), Anton Dzyuba 5 (3 ribaund), Vadim Prokopenko 1

Almanya-Romanya:69-37

ALMANYA(69):Nico Oosterman 3, David Taylor 6 (4 ribaund-3 asist), Jan-niklas Wimberg (1 ribaund-2 asist), Sebastian Heck 6 (5 ribaund-2 asist), İsmet Akpınar 10 (4 ribaund-1 asist), Terry Thomas 12 (8 ribaund-1 asist), Janis Stielow 5 (5 ribaund), Maximillian Ugrai (10 ribaund-1 asist), Gavin Schilling 9 (7 ribaund), Robyn Missa 2 (7 ribaund), Daniel Mayr 10 (6 ribaund-1 asist), Niklas Ney 6 (6 ribaund),

ROMANYA(37):Norbert Steff (2 ribaund), Daniel Tudorache 4 (1 ribaund), Stefan Neagu (2 asit), Casian Todorov 5 (4 ribaund-3 asit), Caius Covrig (1 ribaund-1 asit), Dimitris Rasty 4 (2 ribaund), Robert Lander, Mehmet Hortoğlu 6 (3 ribaund-1 asit), Raul Covaciu (4 ribaund-2 asit), Vlad Cobzaru 8 (5 ribaund), Andrei Ciordas 10 (11 ribaund), Catalin Staicu (3 ribaund)

Porto Riko-Türkiye: 58-90

PORTO RİKO(58):Carlos Ortiz Colon (2 ribaund-1 asist), Miguel Reyes 30 (2 ribaund), Jorge Laham (1 asist), Eliel Gomez 6 (5 ribaund-5 asist), William Rodriguez 4 (2 ribaund-3 asist), Bryan David More 5 (3 ribaund-3 asist), Carlos Rest 4, Ariel Watson 7 (4 ribaund-1 asist), Ian Torres Medina, Josua Escalera 2 (2 ribaund), Uduardo Padial (1 ribaund),

TÜRKİYE (90):Kenan Sipahi 8 (3 ribaund-5 asist), Hakan Uykan 5 (3 asist), Cedi Osman 5 (4 ribaund-2 asist), Doğukan Şanlı 1 (3 ribaund-4 asist), Metecan Birsen 7 (5 ribaund-3 asist), Hamit Baysal 4 (4 ribaund-1 asist), Kartal Özmızdak 4 (1 ribaund-4 asist), Ayberk Güleryüz 19 (3 ribaund), İbrahim Sertan Sarı 18 (8 ribaund), Mehmet Şanlı 8 (10 ribaund-1 asist), Mehmet Fırat Alemdaroğlu 9 (6 ribaund-1 asist), Adnan Mustafa 2

B Grubu:

Fransa-Slovenya:80-65
SLOVENYA (65): Jan Zatkovic, Aleksej Nikolic 12 (7 ribaund – 4 asist), Blaz Abram (3 ribaund – 1 asist), Matic Grusovnik, Luka Kokol 12 (3 ribaund – 2 asist), Matic Rebec 4 (3 ribaund – 3 asist), Ziga Zatezic 3 (3 ribaund – 2 asist), Domen Janc, Nejc Zupan 7 (3 ribaund – 2 asist), Jure Ritlop 14 (4 ribaund – 1 asist), Zan Petejan 13 (5 ribaund), Vid Puc

FRANSA (80): Arthur Rozenfeld 8 (5 ribaund – 4 asist), Alexandre Karolak 3 (2 ribaund – 1 asist), Olivier Yao-delon 13 (3 ribaund), Lucas Paoletti 2 (2 ribaund – 2 asist), Antoine Chevrier, Charly Pontens 5 (2 asist), Luidgy Laporal 4 (1 ribaund – 1 asist), Romuald Morency 4, Damien Inglis 15 (11 ribaund – 5 asist), Jean Dieudone Biog 2 (3 ribaund – 1 asist), Paul Rigot 15 (3 ribaund), Dylan David 9 (6 ribaund)

İran-Bulgaristan:56-64

İRAN (56): Arian Namdar Ghashghaei (1 asist), Vahagan Gharibian (1 ribaund – 2 asist), Alireza Razaghi, Hamed Beigi Arbatsafla 7 (3 ribaund – 2 asist), Navid Rezaeifar 2 (1 asist), Vafa Sabetrasekhi 3, Ashkan Allahveysi 6 (3 ribaund), Vahid Dalrizahan 22 (13 ribaund), Alireza Mortazavi 9 (12 ribaund – 2 asist), Ali Valamanesh, Amirali Kamgar 6 (4 ribaund), Mohammed Yazdanpana 1 (7 ribaund)

BULGARİSTAN (64): Hristo Petkov 4 (5 ribaund – 4 asist), Rahim Haliminski (2 ribaund), Aleksandar Milov (1 ribaund), Yuliyan Vladimirov 1, Vasil Stoimenov 1 (4 ribaund – 1 asist), Anguel Dinkov 27 (8 ribaund – 3 asist), Aleksandar Vezenkov 24 (20 ribaund – 1 asist), Venelin Hristov, Filip Kamenov (5 ribaund), Vladimir Petrov, Anguel Peychinov 4 (4 ribaund), Nikolai Georgiev 3 (5 ribaund – 1 asist)

Çin-Gürcistan:108-35

Antrenör Oyuncusuna Doğru Örnek Olmalı

Altyapı takımında çalışıyorsunuz. O gün idmanınızı yaptırdınız, çantanızı aldınız ve çocukların giyinmesini bekliyorsunuz. Salondan dışarı çıktınız, kendinize bir tane çay söylediniz, kolay değil yorucu bir idmandı. Çay gelince çantanızı açtınız ve sigarınızı çıkartıp, güzelce yakıp ciğerlerinizi bayram ettirdiniz.

Siz hani saçınıza, sakalınız dikkat eden, verdiği öğütler ile sporcularına örnek olmaya çalışan bir antrenörsünüz, birkaç gün öncede idman sonunda sigaranın zararları hakkında sporcularınızı uyarmışınız.

Tam ciğerlerinizi bayram ettirdiğiniz anda oyuncunuz Ahmet salondan çıktı ve sizi gördü. Antrenörü sigara içiyordu. Basit mantıktan gidersen, antrenörüm her şeyi doğru bilir, “bize sigara içmeyin” dedi ama kendi içtiğine göre sigara zararlı değil.

İşte oyuncunun gözünde özellikle basketbola yeni başlayan sporcularda, rol-model alınan antrenörler her zaman söyledikleriyle değil yaptıklarıyla akıllarda kalırlar.

Sporcunuz evine gittiğinde, anne ve babası ‘konuyu değiştirmeyelim’ sigara hakkında olumsuz bir konuşma yaparken, çocukları kendilerine “bence zararlı değil, zararlı olsa antrenörüm içmezdi” diye konuşsa ya da siz sporcunuzu ilerleyen zamanlarda elinde sigara ile idmana gelirken ya da idman sonrası görseniz kızar mısınız? Ya da buna hakkınız olduğunu düşünür müsünüz?

Çok önemli bir sıfattır altyapı antrenörü olmak. Yediği, giydiği, içtiği, konuştuğu ve benzer davranışları ile o sporcuların hayatlarında çok önemli yer tutarlar.

Eminim bazı antrenörlerin başına gelmiştir, “ağabey sakal bırakmışsın, saçını kestirmişsin ya da benzer cümleleri duymuşsunuzdur”. Çünkü kesinlikle gözlem altındasınızdır. O çocuklar için önemlisiniz ve o yüzdende sizlerin iki dudağı arasından çıkan her bir söz ve yaptığınız her bir hareket, o çocukların hayatları üzerinde inanılmaz etkiler bırakacaktır.

Emre DAĞDELEN

2010 Sonrası Altyapının Önemi

A Milli basketbol erkek takımızın son Dünya Şampiyonasında, Dünya 2.liği kazanması, basketbola karşı olan ilginin daha çok artmasını sağladı. Bu ilgi en çok, spor okulları ve altyapılara talebi arttırdı. Bu sene spor okullarına olan talep büyük oranda bir atış gösterdi. Yetenekli ve belli kriterlere sahip çocuklar altyapılara alınırken, büyük bir kitle bu adımı atabilmek için spor okullarına yönlendirildiler.

Özel spor okulları, kulüplerin takımlarının spor okulları, belediyelerin spor okulları ve halk eğitimi merkezlerinin organize ettiği spor okulları organizasyonları bu talebi karşılayan kuruluşlardır.

Velilerin ve çocukların bu organizasyonlardan farklı ya da benzer beklentileri olacaktır. Tabii ki bu organizasyonlarında özelliklerine göre çocuklardan da farklı beklentileri olacaktır.

Öncelikle velilerden başlayalım.

  • Çocuğunun belli bir potansiyeli olduğuna inanan ve bu potansiyelin doğru ellerde yoğrulup ilerleyen zamanlarda çocuğunun basketbolu meslek edinmelerini isteyen veliler,
  • Çocuğunun sosyal hayatının spor yoluyla artması ve rekreasyon amaçlı basketbola yönelmesini isteyen veliler,
  • Çocuğunun fazla kiloları olduğunu bilen ya da düşünen bunu da basketbol yoluyla aşabileceklerine inanan veliler,
  • Çocuğunun özgüveninin artmasını basketbol yoluyla arttırabileceğine inanan veliler.

Bu düşünceleri eminim ki arttırabiliriz.

Ya çocuklar?

İnsanların hayatlarında en çok önem ve değer verdikleri şeylerin başında gelen çocukların düşünceleri?

Kendilerine örnek olan ağabeyleri gibi bacak arasından top geçirmek, 3 sayılık atış yapmak, smaç vurmak… Sanırım bu düşünce çoğunlukla 10–11 yaşa kadar olan grubu kapsıyor. Hayran olma duygusu. İlerleyen yaşlarda daha ciddiyetle bu hedefe yönelme ya da uzaklaşmalar olacaktır. Bununla beraber her basketbolcu adayı en üst sevilere çıkamayacağı için, hedefler yaşlara göre çok farklılıklar gösterecektir. Önemli olan bence çocuk o çalışmaya isteyerek geliyorsa, o fark etmeden hedefine yaklaşıyordur.

Ve Antrenörler

Organizasyonlar ve bu organizasyonda çalışan antrenörlerin de hedefleri farklılıklar gösterecektir.

Organizasyonların yapılarına göre değişen beklentileri olacaktır. Bunlara genel olarak bakarsak, bazı organizasyonlar spor okullarına yönelen bu talebi maddi bir destek olarak düşünebilirler. Bazı organizasyonlar bunu altyapılarına hem maddi bir kaynak hem de potansiyel oyuncu bulma yolunda iyi bir adım olarak görürler. Kimi organizasyonlar, bunu tamamen sosyal sorumluluk olarak görüp hiçbir maddi gelir elde etmeksizin bu talepleri karşılarlar. Tabii ki bu düşünceleri de geliştirebilirsiniz.

Tabii ki bu potansiyeli eğitecek olan değerli antrenörlerimiz. Çoğu antrenörün hedefi A takımlarda yer almaktır. Bununla beraber en önemli pozisyonlardan biri bence altyapıda çalışmaktır. Spor okulları ve altyapı takımları ilerleyen yıllarda kendisini A takımda görmek isteyen antrenör arkadaşlarımız için iyi bir basamak olacaktır. Bununla beraber yaşı çok genç ve tecrübesi olmayan antrenör adayı ya da antrenör arkadaşların kesinlikle deneyimli ellerin yanında bu işi yapması gerektiğini düşünüyorum. Bunu da organizasyonların yönetici pozisyonlarında görev alan kişilerin organize etmesi gerekiyor ve velilerde çocuklarının kimlerle çalıştığı konusunda bilgi sahibi ve araştırmacı olmaları gerektiğine inanıyorum. Antrenörlerinde basketbol bilgi, beceri ve yeteneklerini özellikle fundamental becerilerine hakim olması ile beraber iletişim becerilerinin de aynı oranda kuvvetli olması gerekiyor.

Bunların sonunda dünya 2.liği sonrası, bu büyük dip dalgasının eğitimi ve önce altyapı takımlarına, mevcut potansiyeli olan basketbolcu adaylarının A takımlara kazandırılması uzun yılları kapsayan önemli bir sınav niteliğinde. Eğer kazanılan başarıların sürmesini istiyorsak, bu başarıların temellerini altyapılarda atmak zorunda olduğumuzu biliyoruz. Mevcut potansiyel çocukların bir kısmı basketbolda oyunu olarak ilerlerken, diğer çocuklarımız eğer basketbolu severlerse ilerleyen yıllarda, antrenör, yönetici, şirket sahibi sponsor adayları olarak basketbola hizmet vermeye devam edeceklerdir.

Basketbol bir takım oyunudur ve onu zevkli kılan çocukların masum hayalleri ile bu takım oyununu öğrenme istekleridir.

Emre Dağdelen, 3SAYI


Oyunun adı BASKETBOL!

A takıma çıkmak istiyorum. İyi bir basketbolcu olmak istiyorum. Çoğu basketbolcu adayı bu hedeflerle yola çıkar ve bu hedefler doğrultusunda çalışır. Bu hedeflere giden yolda önemli bir özelliktir yılmamak ve bu süreçte hep işinize yarayacaktır.

Hedefinizde ilerlerken birçok zorluk ile karşılaşacaksınız. İçsel ve dışsal motivasyonunuz iniş ve çıkışlar gösterecek, pes etme noktasına geleceksiniz. Peki, vazgeçecek misiniz? Hayır eminim yüksek bir çoğunluğunuz vazgeçmeyecek, yılmayacaksınız.

Bir antrenmanda, güvendiğiniz, sevdiğiniz ve her şeyiyle inandığınız antrenörünüzün aferin aslanım iyi idmandı demesi sizi mutlu edecek, ertesi idmana daha istekli geleceksiniz.

Top yerde kontrolsüz bir şekilde yuvarlanırken, o topa atlamayı öğreneceksiniz ve o topun bir maç kurtardığını yaşayarak görünce, her topun önemini anlayacaksınız.

Ailenizden fazla takım arkadaşlarınızı göreceksiniz ve dostluk nedir onu öğreneceksiniz, takım arkadaşına güvenmeyi öğreneceksiniz.

Bir arkadaşınız hata yaptığında bütün takım ceza yediğince, yaptığınızın takım sporu olduğunu ve her hareketinizin takımı bağladığını öğreneceksiniz.

Yaşınız ilerlediğinde biri size yaz tatili dediğinde, sizde ona hayırdır o nasıl bir şey diye tebessümle cevap vereceksiniz.

Terleyeceksiniz ve bunun formayı giyebilmek için, o terin ne kadar önemli olduğunu anlayacaksınız.

İlk maçınıza büyük ihtimalle kimse gelsin istemeyeceksiniz. Maçtan önce aynaya bakınca sanki rengim biraz sarardı mı? diye soracaksınız, mideniz biraz ağrıyacak, elleriniz terleyecek ve yaşınız ilerledikçe bu hislerin sizi terk etmemesini isteyeceksiniz.

Zaman ilerleyince bu sefer tam tersi ailenizin maçlarınıza gelmesini, sizi izlemesini ve sizinle gurur duymasını isteyeceksiniz ki, eminim onlar sizinle zaten her zaman gurur duyuyor olacaklar.

Turnuvalara, Türkiye şampiyonalarına gideceksiniz. Kendinizi özel hissedip, rekabeti göreceksiniz. Basketbolun her yerde farklı bir tarzda oynanıldığını o sahada yaşayarak öğreneceksiniz.

Maç kazanınca maçı takımın kazandığını öğreneceksiniz, siz 30 sayı atabilirsiniz ama takım arkadaşlarınızdan biri rakibin en skorer oyuncusunu durdurmuş, diğerleri rebound yükünü çekmiş, hiç oynamayan bir arkadaşınızın maç sonunda alkışlamaktan elleri kızarmış, sizi desteklemekten sesi kısılmış olacak ve hepiniz aynı soyunma odasına gireceksiniz. O odada ki manzarada sizinde payınız olduğu için, kendinizle gurur duyacaksınız.

Kendinize güveniniz artacak, omuzlarınız dik yürüyeceksiniz, çünkü siz basketbolcusunuz?.

Turnuvada oda arkadaşınız olacak, onunla turnuva boyunca aynı havayı teneffüs edeceksiniz. Akşamları odanıza çikolata, süt buna benzer şeyler alıp onunla paylaşmayı öğreneceksiniz. O sizin sırdaşınız olacak, sizde onun.

Ailenizi arayacaksınız ve anne otele yerleştik, burası çok güzel, öğlen idman var, beni merak etmeyin? diyeceksiniz. Aynı zamanda hemen maç oynayıp, onlarla başarınızı paylaşmak isteyeceksiniz.

Belki hiç beklenmedik bir zamanda sakatlanacaksınız, o maçta oynamamak sizi çok üzecek, hatta sakat sakat oynamayı göze alacaksınız?bununla beraber sizin yerinize oynayacak arkadaşınıza güveneceksiniz.

Hayatınızın bir bölümü okul ve idman arasında gidip gelecek, bu sizi yıldırmayacak ve sıkmayacak, çünkü sahaya çıkıp basketbol oynamak isteyeceksiniz.

Emre DAĞDELEN