Etiket arşivi: Tony Parker

Avrupalı All Starlar

Devşirme ordular. Orta Asya’dan Viyana kapılarına kadar giden Türklerin ordularındaki enerji küpleri. Müslümanlığı ilk kabul eden devlet olan Karahanlılar’ın ordularında bile Karahanlı olmayan kabilelerin kuvvetleri bulunurdu. İşte o Karahanlılar’dan Osmanlı’ya kadar Türkler ordularında devşirme kuvvetleri kullandılar.

NBA’de ise son moda devşirme uluslararası oyuncular. David Stern’in NBA’de ortak pazar ilan etmesiyle birlikte genişleyen lig, son olarak ülkelere özel günler yapmaya da başladı. Phoenix Suns- Los Angeles Clippers karşılaşmasında Türk gecesiyle birlikte bu gümrük birliğini bir kez daha gördük. Eh NBA’in en önemli organizasyonlarından biri olan NBA All Star hafta sonu da bu genişlemeden nasibini aldı. Toplam 24 oyuncunun mücadele ettiği büyük maçtaki oyuncuların tam 8’de 1’i Avrupalı oyunculardan teşkil ediliyor. Uluslararası oyunculara baktığınız bu oran %25’e kadar geliyor.

İşte biz de 3SAYI olarak sizlere All Star organizasyonunun; nasıl üniversal bir mevzu haline geldiğini, geçmiş yıllarda kimleri kimleri All Star ettiğini inceleyelim istedik. Bakın kimler geçmişte Avrupa’dan gelip, basketbol bayramında yerlerini almış.

NBA Über Alles

            National Geographic’in 2. Dünya Savaşı’yla ilgili belgeseli “Apocalypse”. Alman ırkının nasıl mucizeler yaratabileceğini ve ne kadar çabuk rezil olabileceklerini anlatıyor. Almanlar disipliner insanlardır fakat onlar da bizim gibi zaman zaman önemli düşüşler gösterebiliyorlar. Fakat Almanların NBA’deki iki temsilcisi hiç düşmediler.

Avrupa basketbolunu, Drazen Petrovic’ten sonra NBA mecrasında kanıtlayan en önemli ikinci basketbolcu. Dirk Nowitzki’nin 3 sürüm öncesi. Detley Schrempf. Onu NBA Europe Live’ın Almanya edisyonlarında sık sık görüyoruz. Şimdilerde pek sönük bir adam olsa da oyunculuğunun zirvesinde çok önemli bir adamdı. Tam 3 kez All Star olmayı başardı. Avrupa basketbolu için o dönemlerde bir devrimdi bu. Belki de Dallas’ın risk alıp Dirk Nowitzki’yi seçmesine cesaret veren adam da oydu. 1993, 1995 ve 1997 yıllarında All Star olarak çift yılları sevmediğini de gösterdi. Ona doyamadık ama olsun, gereken bütün özveriyi ortaya koymuştu.

Dirk Nowitzki için pek fazla şey söylemeye gerek yok tabii. Küçük bir cümle ile onun kariyerini ve Avrupa basketboluna katkılarını anlatabiliriz. “Dirk Nowitzki, NBA’de normal sezon MVP’si olan ilk Avrupalı oyuncudur. Tam 9 kez All Star olduğunu da eklersek ilmimizi sona erdirmiş oluruz herhalde. Gerçekten de “NBA her şeyin üzerindedir”.

Rik Smits’i Hatırlayanınız Var mı?

            Yazı için araştırma yaparken Rik Smits ismini görünce çok gerilere gittim. O, basketbolun total basketbol oyuncusuydu. Fakat biz o zamanlar ondan haberdar değildik. Hala da değiliz.

PSV takımıyla özdeşleşmiş Eindhoven kentinde doğan Smits, 2.24’lük boyuyla birlikte 2.29’luk Shawn Bradley’e çok benzetilmişti. Fakat Smits Bradley’nin aksine oyununa çok önemli özellikler katarak All Star olmayı başardı.

1998 yılında Indiana Pacers tarafından draft edilen Smits henüz ilk sezonunda büyülü hafta sonunun bir üyesi oldu. O gün NBA’in geleceğindeki önemli isimlerinden biri sayılan Smits, boyunun getirdiği fiziksel sorunlar nedeniyle 1999-2000 sezonunun sonunda basketbolu bırakmak zorunda kaldı. Gözlerimize 1998 All Star maçında Jayson Williams’a verdiği arkadan pasla birlikte sanatsal bir gösteri sunan Hollandalı oyuncu, kubbede hoş bir seda bırakarak NBA şovundan ayrıldı.

Franco ve De Gaul

            Birisi pota altında Franco kadar despot, diğeri Fransız lideri De Gaul kadar atılgan ve cesur. İspanyol Pau Gasol ve Fransız Tony Parker’dan bahsediyoruz tabii ki. NBA basketbolunun son dönemdeki en önemli isimlerinden ikisi. Gasol 3 kez All Star hafta sonuna dahil olurken Tony Parker’ı 2 kere izleyebildik. İkisi de Avrupalılaşmaya başlayan NBA’in en önemli iki figürü. Örneğin Gasol olmadan Kobe Bryant’ın şampiyon olabileceğini bana iddia edemezsiniz. Aynı şekilde Tim Duncan ve Manu Ginobili’nin de Parker’a zaruretleri olmadığını. Bu iki isim NBA’i çok daha güzel kılıyorlar. İyi ki Avrupa basketbolu NBA’e girebildi değil mi?

Diğer Hemşeriler

            Gelelim diğer Avrupalı hemşerilere. Vlade Divac, Peja Stojakovic, Andrei Kirilenko, Zydrunas Ilgauskas, Chris Kaman ve Mehmet Okur. Hepsi NBA basketbolunu bambaşka bir boyuta sokan isimler. Tabii ki en çok gururla izlediğimiz maç Mehmet Okur’un oynadığı maç. Şu an ki Mehmet’i gördükten sonra içiniz burkulmuyor mu? Umarım Türkiye All Star’a geri döner.

mehmetokur-andreikirilenko

Hazırlayan Erdi Aydemir

Bu yazı dergimiz için 2011 yılında hazırlanmıştır.

Kobe & Gasol Yetmedi

Dün gece Staples Center Center’da oynanan maç, batı konferansının ilk iki takımını karşı karşıya getirdi. Maçı kazanan 89-88 Spurs oldu.

Büyük bir çekişmeye sahne olan maçın son 4.6 saniyesine, Lakers 87-88 önde girdi. Pota altından Tony Parker’la topu oyuna sokan Spurs’de, Tim Duncan’ın kaçan orta mesafeli şutunu, 0.2 saniye kala tipleyen Antonio McDyess takımına galibiyeti getirdi.

Sahanın en skorer ismi, Fransız oyun kurucu Tony Parker oldu. Tecrübeli yıldız 21 sayı üretti. Lakers’ın es skoreri ise 19 sayıyla Pau Gasol oldu. Kobe Bryant ise 16 sayı, 10 asist, 9 Ribauntluk katkı sağladı.

Anıl Kalay

Derek Fisher – Tony Parker

DEREK FISHER – TONY PARKER KIYASLAMASI..

Basketbolda her takım guardı kadar büyüktür derler. NBA tarihinin en başarılı takımlarında Los Angeles Lakers’ ın formasını 9 sene giyerek, 5 kez Şampiyonluk sevinci yaşayan, oynadığı pozisyondaki en güçlü ve savunma yönü en gelişmiş oyunculardan olan biri olan Derek Fisher ile son 10 sezonda sürekli şampiyonluğa oynayan istikrar abidesi San Antonio Spurs’ un, en parlak döneminde büyük emeği bulunan NBA’ in en çabuk ve yetenekli guardlarından biri olan Tony Parker’ ın kariyerlerini, sizler için mercek altına aldık.

1 – MİLLİYET, YAŞ, BOY, KİLO

2 –POZİSYON

3 – KARİYERİNDEKİ  BAŞARILARI

4 – UNUTULMAZ PERFORMANSLARI

5 – GEÇTİĞİMİZ SEZONKİ İSTATİSTİKLERİ

6 – ÖZELLİKLERİ

7 – ARTILARI

8 – EKSİLERİ

9 – EKÜRİLERİ

10 – HEDEFLERİ

DEREK FISHER

1 – ABD, 9 Ağustos 1974, 1.88 m, 95 kg

2 – Oyun kurucu

3 – 1996 – Devam ediyor, Los Angeles Lakers(1996-2004) (2007-Devam), Golden State Warriors(2004-2006), Utah Jazz(2006-2007)* 5 x NBA Şampiyonluğu(2000, 2001, 2002, 2009, 2010)

4 – *2000-2001 normal sezonunda maç başına 35.5, play-offlarda ise 36 dakika kalarak müthiş bir devamlılık gösterdi. *2000-2001 sezonunda maç başına 3.0 ribaunt alarak kısa boyuna ve mevkisine rağmen önemli bir başarı gösterdi. *Aynı sezonda maç başına 4.4 asist yaparak hem kariyer rekorunu kırdı, hem de takımına büyük katkı sağladı. *Golden State formasını giydiği 2005-2006 sezonunda maç başına 13.3 gibi başarılı bir sayı ortalaması tutturdu. *Utah formasını giydiği 2006-2007 sezonunda % 93.3 gibi inanılmaz bir serbest atış oranı yakalamayı başardı.

5 – Normal Sezon: 7.1 Sayı, 2.1 Ribaunt, 2.7 Asist,  Play-Off: 10.3 sayı, 2.5 Ribaunt, 2.8 asist

6 – * Liderlik vasıflarına sahip, takımı için her zaman terinin son damlasına kadar savaşan bir oyuncudur. Mücadele etmeden pes ettiği tek bir maç bile yoktur. * Hücum gücünde takımını iyi yönlendirirken, rakibin etkili gardlarını durdurmak için her zaman en iyi seçenektir. * Belki istatistikleri çok üst seviyelerde değildir ama mücadele gücü ve istikrarını her zaman korumayı başarır.

7 – *Skora katkısı asistleriyle beraber 15-20 sayıların altına pek düşmez. * Kariyeri boyunca bir sezonda 70 civarında maçta takımında yer alacak kadar büyük bir devamlılığa sahiptir. *Maçların tamamına yakınında 30-35 dakika sahada kalabilecek kadar fizik-kondisyonu üst seviyededir. *Oynadığı tüm sezonlarda istikrarlı bir çizgisi vardır. Kolay kolay maç kaçırmaz ve rakip takımların gardlarını caydırmada üstüne yoktur. *İnsiyatif kullanmaktan çekinmez, zor zamanlarda elini taşın altına sokar. *Winnerdır. Lakers’ ta oynadığı 9 sezonda 5 kez yüzük takma şerefine erişmiştir. * Takımının oyundan düştüğü anlarda gösterdiği üst düzey mücadeleyle, hem oyuncuları hem seyircileri havaya sokar.

8 – *Takımını tek başına sırtlayacak kadar üst düzey bir yeteneğe sahip değildir. * Kendisinden genç ve hızlı gardlarla karşılaştığında hücuma katkısı düşer. * Dış şutlarda etkili olsa da, birebirlerde çok iyi bir seviyede değildir.

9 – *Lakers’ ta oynadığı tüm sezonlarda gerek değişmeli oynadığı Tyron Lue, gerekse Kobe Bryant ile uyumlu performanslar çizmesinin yanısıra, öldürücü asistleriyle Shaquille O’ Neal ve Pau Gasol’ un oyunlarına önemli katkılar sağlamıştır.

10 – Lakers’la üst üste 3., toplamda 6. Şampiyonluğunu yakalamak.

TONY PARKER

1 – Fransa, 17 Mayıs 1982, 1.88 m, 82 kg

2 – Oyun kurucu

3 – *1999 – Devam ediyor, San Antonio Spurs 2001-2010. * 3 x NBA Şampiyonluğu(2003, 2005, 2007), 1 x NBA Finalleri MVP(2007), 3 x NBA All-Star(2006, 2007, 2009), 1 x All NBA 3. Takımı(2009), 1 x All NBA Çaylaklar 1. Takımı(2002), 1 x Euroscar Avrupalı Yılın oyuncusu(2007)

4 – *30 Kasım 2001 tarihinde L. A. Clippers karşısında oyuna girdiğinde Tarıq Abdul-Wahad ve Jerome Moiso’ dan sonra bir NBA maçına çıkan 3. Farnsız oyuncu oldu. * 2002-2003’ te yani ikinci sezonunda 15.5 sayı, 2.3 ribaunt, 5.6 asist gibi başarılı ortalamalar tutturdu. * 2002-2003 sezonunda tam 49 maçta takımın en çok asist yapan oyuncusu oldu. * 2004–05 sezonunda, normal sezonda 16.6 sayı, 6.1 asist ve 3.7 ribaunt ile kariyer rekoru kırdı. *2005-2006 normal sezonunda 18.9 sayı ve % 54.8 ortalamaları tutturarak kariyer rekoru kırdı. * 2007 NBA Finallerinde Cleveland serisinde % 56.8 saha içi, % 57.1 üçlük yüzdesi ve 24.5 sayı ortalamalarıyla müthüş bir istatistik yakaladı.

5 – Normal Sezon:  16.5 Sayı, 5.7 Asist, 2.4 Ribaunt,  Play-Off: 17.3 Sayı, 5.4 Asist, 3.8 Ribaunt

6 – *Oyun kurucu mevkisinde NBA’ in en hızlılarından biridir. *Oynadığı her maçta takımı için faydalı şeyler yapan özverili bir oyuncudur. *Sezonda yaklaşık 75 maç oynayacak kadar devamlılığı üst düzeyde olan bir oyuncudur. *Hem saha içi hem de üçlük yüzdeleri genellikle üst seviyededir.

7 – *Ayakları çok çabuk olduğu için durdurulması çok zordur. * Gösterişi sevmez. Potaya giden en kısa ve sade yolları tercih eder. *Tam bir takım oyuncusudur. Sayı attığı kadar, uzunları topla doğru noktalarda buluşturmayı çok iyi becerir. * Tam bir winnerdır. Gerektiğinde takımını sürükler. *Sorumluluk almaktan hiçbir zaman çekinmez, zor zamanların adamıdır. *Liderlik özellikleri üst seviyededir. * Oynadığı tüm sezonlarda takım arkadaşlarıyla son derece uyumlu bir görüntü çizmiştir.

8 – *Çok hızlı olmasına rağmen pek güçlü değildir. Karşısında sert savunmalar gördüğünde zaman zaman oyundan düşer. * Fazla hırslı olduğu söylenemez. Zor zamanlarda bazen ortalıktan kaybolur. *Savunma yönü hücum yönü kadar gelişmemiştir.

9 – İlk geldiği seneden itibaren gerek Robinson’ la gerek Duncan’ la uyumlu performanslar sergilemiştir. Ayrıca Ginobili ile de birbirlerini iyi tamamladıkları söylenebilir.

10 – Takımı ile 4. Şampiyonluğunu kucaklamak ve San Antonio Spurs’ ün unutulmaz oyuncuları arasına girmek. Gelecek sezonlarda MVP olarak, her yıl All-Star takımına seçilebilmek.

DEĞERLENDİRME

NBA’ in en istikrarlı gardları arasında bulunan Derek Fisher ve Tony Parker, takımlarına yaptıkları katkılarıyla dikkat çekiyorlar. Kariyerinin sonuna gelen Derek Fisher’ ın aksine Tony Parker’ ın hem San Antonio Spurs’ te hem de Fransa Milli Takımı’ nda yapacak daha çok işi var gibi görünüyor. Önümüzdeki seneler ne gösterecek bilinmez ancak, her iki oyuncu da şimdiden takımlarının unutulmaz oyuncuları arasına girmeyi başarmış görünüyorlar. Pekçok büyük yıldızın kazanamadığı şampiyonluk yüzüklerini parmaklarına takmayı başarmış olan bu iki önemli oyun kurucuyu takip etmeye devam edin. İyi seyirler…

Okan ÇARGA, 3SAYI

Draft’ın Son 10 Yılı

Draft’ın Son 10 Yılı

En iyi 2. tur seçimleri

1. Gilbert Arenas (2001 Draftı 31.)
Geçtiğimiz günlerde yaşanan olaya ve son 2 sezonu sakatlıklar nedeniyle kaçırmasına rağmen Gilbert Arenas 3 sezon önce ritim bulduğunda durdurulamaz bir skorerdi.

2.Monta Ellis (2005 Draftı 40.)
Aldığı büyük kontrat sonrası yaşadığı sakatlık ve nasıl sakatlandığı hakkında söylediği yalan yüzünden büyük eleştirilere maruz kalan Monta Ellis bu yazı çok iyi geçirip tamamen sağlığına kavuştuğunu kanıtladı. Ligdeki en çabuk oyunculardan birisi ve çok iyi bir orta mesafe şutu var.

3.Carlos Boozer (2002 Draftı 34.)
2. tura nasıl kaldığına hala anlam veremediğim Carlos Boozer, ligin en iyi pota altı skorerlerinden biri olması,vücudunu çemberin altında çok iyi kullanması ve Cleveland’a attığı kazıkla biliniyor.

4.Micheal Redd (2000 Draftı 43.)
Ligin en iyi 3 sayı atıcılarından olan Redd sakatlık dönüşü eski görüntüsünden uzaktı. Geçtiğimiz günlerde tekrar sakatlanıp sezonu kapattı ve büyük bir ihtimalle O eski Michael Redd’i bir daha izleyemeyeceğiz.

5.Luis Scola (2002 Draftı 55.)
San Antonio ile uzun süre flört ettikten sonra kendisini, Avrupa’nın en iyi pota altı oyuncusu ünvanıyla Houston’da bulan Scola lige alıştıkça ne kadar kaliteli bir oyuncu olduğunu gösteriyor. Çok çabuk ayakları olmasına karşın zıplama yeteneği ve gücünün sınırlı olması Onun gerçek bir süperstar olmasını engelliyor.

6.Mehmet Okur (2001 Draftı 38.)
Bu yıl vidaları gevşetmiş gibi gözükse de Memo All-Star mertebesine ulaşmış az sayıdaki 2. tur oyuncusundan biri. Yaklaşık 1 yıl önce 12 Ocak 2009 da attığı 43 sayı ile Tony Parker (55) , Dirk Nowtitzki (53), Manu Ginobili (48) ve Drazen Petrovic (44) den sonra bir maçta en çok sayı atan 5. Avrupalı oyuncu. Yıllar ilerledikçe bir Donyell Marshall olma yolunda ilerliyor. Hep dışardan atmak yerine alçak post oyununu biraz daha kullanması lazım. Kevin Garnett’i sırtına alıp etrafında döndükten sonra dribblingiyle geçip ters smaçla bitirdiği pozisyonu hatırlayanınız var mı? Ya da şöyle sormak daha doğru olur. Görüp de unutabilen var mı?

7.Mo Williams (2003 Draftı 47.)
Oyuncu kurucu yetenekleri sınırlı olan ve ligin iyi atıcılarından biri olan Mo Williams için, oyunu genelde LeBron’un kurduğu Cleveland biçilmiş kaftan.

8.Marc Gasol (2007 Draftı 48.)
Sakallı kardeşlerin ikincisi de lige adımını attı ve her geçen gün adından biraz daha söz ettiriyor. Çoğu Avrupalı oyuncu gibi bilinçli basketbol oynayan Marc Gasol, gün geçtikçe takım olma yolunda iyi adımlar atan Memphis’de sistem oturdukça potansiyelini daha iyi yansıtacaktır.
9.Paul Milsap (2006 Draftı 47.)
Geçen yıl Boozer’ın sakatlığında daha çok sorumluluk aldı ve çok iyi bir şekilde altından kalktı. Utah geçtiğimiz yaz onu elinde tutmak için çok uğraştı ve takımdan gitmesine kesin gözüyle bakılan Boozer’ın yerine seneye ilk 5 e yerleşecektir.

10.Carl Landry (2007 Draftı 31.)
En iyi 6. adam ödülünü yarışında şu ana kadar Jamal Crawford ile birlikte açık ara favoriler. Ribaundlara katkısı az olsa da kenardan gelip skora direkt etki eden ve son çeyrekte sorumluluk alan bir oyuncu. İyi atamadıkları günlerde bile sahaya koydukları mücadeleyle bir şekilde maçın içinde kalmayı başarabilen Houston’da Landry’nin kritik anlardaki performansı onlara bu yıl birçok maç kazandırdı.

Udonis Haslem (2002) , Kyle Korver-Marquis Daniels (2003) , Chris Duhon-Anderson Varejao-Andres Nocioni-Trevor Ariza (2004) , Ryan Gomes-Kelenna Azubieke ve Louis Williams (2005) adı anılması gereken diğer oyuncular. Özellike Louis Williams ile Kelenna Azubieke ilerleyen yıllarda kariyerlerinde gelişme göstermesini beklediğim oyuncular.Son olarak 2008 yılında draft edilen Chris Douglas-Roberts’ın , çenesini tutup çalışmaya devam ederse başarılı bir NBA kariyeri olabilir.

En kötü Draft Seçimleri
2000 lerin başında lige giren genç yetenekler oldukça sınırlıydı. Bana göre tüm zamanların en zayıf draftı olan 2000 draftında seçildiği sıranın hakkını veremeyen oyuncular saymakla bitmez. Günümüzde NBA’de aktif olarak oynayanlar arasında Micheal Redd, Hidayet Türkoğlu , Jamal Crawford ve Kenyon Martin’den başka takımlarına iyi katkı yapabilen oyuncu yok.

1. Darko Milicic (2003 Draftı 2.)
Daha şimdiden 2 sayı kralı, bir normal sezon MVPsi, bir NBA Finallerinin MVPsi, bir En İyi 6. Adam ödülü sahibi, 7 All-Star, 4 ligi sürükleyen Superstar ve sayısız, takımlarına iyi katkı yapan rol oyuncusu çıkartan 2003 Draft’ında Detroit Pistons’ın yaptığı seçim uzun yıllar dillerden düşmedi ve düşmeyecek. Joe Dumars’ın, takımın başına gençlerle oynamayı çok sevmeyen, tecrübeli ve olgun oyuncuları tercih eden Larry Brown’ı getirmesi yaptığı Draft seçimiyle tezat kaçıyor. NBA’e adım atmadan önce sadece 2. ligde basketbol oynamış bir oyuncuyu gençleri kullanmayı tercih etmemesiyle ünlü bir koça teslim etmesinin Dumars’ın asıl yanlışı olduğunu düşünüyorum. Milicic’in lige çok erken adım atması ve ona takım tarafından hiç süre verilmeyerek özgüveninin yerle bir edilmesi büyük bir yeteneğin heba olmasına yol açtı. Evet bence Darko Milicic çok büyük bir yetenek ama NBA kariyerinde iyi bir blokçu olmaktan öteye gidemedi. Arkasından seçilen oyuncuların kalitesine bakınca bu listede 1. sıra kaçınılmaz olarak Milicic’in.

2. 2001 Draftı Liselileri ( Kwame Brown 1. , Tyson Chandler 2. Eddy Curry 4. Desagana Diop 8.)
Fizikleri çok üstün olmasına karşın yontulmamış bu 4 oyuncudan, Tyson Chandler iyi bir ribaundcu ve savunmacı olarak kendini kabul ettirdi. Eddy Curry bu oyuncular arasında geçtiğimiz yıllardaki performansıyla en çok ön plana çıkan isim ancak onun da önce kalbindeki sorun ve sonrasında yaşadığı diz sakatlıklarıyla kariyeri bitme noktasına geldi. Desagana Diop Avery Jhonson’ın Dallas’ında savunmasıyla ön plana çıkarken tekrar ortadan kayboldu. Bi de Kwame Brown vardı di mi?

3.Nikoloz Tskitishvili (2002 Draftı 5.)
Kariyerine Yunanistan’ın Panionios takımında devam eden Tskitishvili NBA hiç bir varlık gösteremeyerek 3 sayı 1.8 ribaund ortalamaları ile NBA kariyerini tamamladı. Yorumcu ve spikerlerin uzun yıllarca o ismi telaffuz etmemek için kariyerini sabote ettikleri iddiası ortaya atılsa da henüz kanıtlanamadı. Charles Barkley’in olayda büyük parmağı olduğu söyleniyor.

4.Eddie Griffin (2001 Draftı 7.)
2000-2001 sezonu devam ederken gelecek draftda ilk sıradan seçilmesi beklenen Eddie Griffin olumsuz tavırları nedeniyle 7. sıraya kadar sarktı. Çaylak yılındaki istatistikleri çok kötü olmasa da potansiyeli sahada gösterdiğinden çok daha fazlaydı. Alkol problemleri yaşayan Griffin 2003-2004 sezonunu rehabilitasyon merkezinde geçirdi ve hiç maça çıkmadı. 2006 yılında, kendi kullandığı arabasıyla hareket halinde pornografik video izleyip masturbasyon yaparken park halindeki bir araca çarptı.17 Ağustos 2007 günü sabaha karşı aracıyla ilerlerken, uyarılara aldırmayıp hemzemin geçitten geçmeye çalışınca trenle çarpışan arabası alev aldı. Vücudu tanınmayacak hale gelen Eddie Griffin’in kimliği otopsi raporu sonucu ortaya çıkarıldı ve vücudunda yüksek miktarda alkol olduğu tespit edildi.Lenny Bias , Jason Collier ve Malik Sealy’nin ardından trajik bir şekilde hayata gözlerini yuman bir başka basketbolcuydu.

5. Jay Williams (2002 Draftı 2.)
Çaylak yılında ortaya fena olmayan istatistikler koyup gelecek için iyi bir ışık veren Jay Williams burada olmayı ne kadar hak ediyor tartışılır. İlk yılının sonunda motosikletiyle giderken yaptığı kaza sonucu kariyeri sona erdi. Önceleri uzun bir süre yürümekte zorlansa da sonrasında basketbola dönmeye çalıştı ama tutunamayıp vazgeçti. Profesyonel bir sporcu sorumluluk sahibi olmalı. Motosiklet kullanması yasak olmasına rağmen bir yarış motosikleti üzerinde hız yapması kendi sonunu getirdi ve o yüzden bu listede. Kontratındaki madde nedeniyle hiç para ödemeden fesh etme hakkına sahip olan Bulls bir büyüklük yaparak Williams’ın kontratını 3 milyon Dolarlık bir meblağ ile satın aldı.

6.Shaun Livingston (2004 Draftı 4.)
Sadece potansiyellerini yansıtamayan oyuncuları değil başka nedenlerle hayal kırıklığı yaratanları da eklemek istedim. Yeni Magic Johnson denilen Livingston bu yüzden bu listede.Liseden direk olarak lige katılan ve daha ilk yılında iyi katkı vermesi beklenilen oyuncu daha lig başlamadan yaşadığı sakatlıklar sonucu NBA’de herhangi bir varlık gösteremedi.

7.Rafael Araujo (2004 Draftı 8.)
Arkasında Andre Iguodala’nın seçildiği ve daha alt sıralarda Andris Biedrins, Al Jefferson, Josh Smith , JR Smith gibi oyucuların bulunduğu draftdan çıkan Araujo 2.8 sayı 2.8 ribaundluk kariyer ortalamalarıyla 3 yıllık NBA kariyerini tamamladı.Kariyerine Brezilya Liginde bir yıldız olarak devam ediyor.

8.Shelden Williams (2006 Draftı 5.)
Başarılı bir kolej kariyerinin ardından pota altındaki mücadelesi ve bloklarıyla NBA takımlarının ilgisini çeken Shelden Williams NBA de beklenen performansı bir türlü sergileyemedi.

9.Adam Morrison (2006 Draftı 3.)
2006-2007 sezonu öncesi yılın çaylağı ödülü için favori oyuncum Morrison’dı ancak savunmadaki zaafları ve düşük yüzdeyle hücum etmesi aldığı dakikaların kısıtlanmasına neden oldu. Aynı yılın yazında geçirdiği ağır sakatlıktan sonra asla beklenen noktaya ulaşamayacak gibi gözüküyor.

10.Tyrus Thomas (2006 Draftı 4.)
Sağlam fiziki yapısı ve muazzam atletik yeteneklere sahip olan Tyrus Thomas NBA’e girdiğinden beri oyununda hiç bir gelişme gösteremedi. Draft öncesi zaman zaman maçlardan kopuyor herşeyini sahaya yansıtmıyor şeklinde eleştiriler alıyordu. Bunların doğru olduğunun 4 yıllık NBA kariyerinde kanıtlandığını düşünüyorum.

En iyi Draft seçimleri

2. turdan seçilen bir oyuncu ile 1. turdan seçilen bir oyuncunun gördüğü saygı farklı. 2. tur oyuncularının genelde katkı yapması çok da beklenmez ve aldıkları kontratlar daha kısadır, kendilerini kanıtlamak için daha kısıtlı bir süreye sahipler.Bu yüzden ilk turda arka sıralardan seçilen oyuncuları kendi içlerinde ve 2. turdan seçilen oyuncuları kendi içlerinde sıraladım.

1. Joe Johnson (2001 Draftı 10.)
Joe Johnson’ın üstünde seçilen 3 oyuncu Rodney White, Desagana Diop ve Eddie Griffin. Atletik yeteneklerinin sınırlı olması ve draftdaki potansiyelli liseliler onun aşağılara düşmesinde önemli etkenlerden. Boston tarafından draft edilen Johnson ilk yılında çok etkili olamayınca uzun yıllar sonra playoff yarışına katılan Celtics onu, kadrosuna veteran oyuncular katmak adına sezon ortasında, kadrosunda Stephon Marbury’i bulunduran Phoenix’e gönderdi. Marbury her zamanki gibi topu kimseyle paylaşmayınca burada çok etkili olamadı ancak 2003-2004 sezonun ortasında O takımdan ayrılınca Johnson kendini kanıtlamak için bir fırsat buldu ve bunu çok iyi kullandı.Bir sonraki sezon kontratı bittiğinde kısıtlı serbest oyuncu (Restricted FA) olarak serbest kaldı.Phoenix’in ilk tekliflerini beğenmeyen ve daha büyük bir rol almak isteyen Johnson Atlanta ile 70 milyon dolarlık bir anlaşma imzaladı ve Suns yönetiminin kendini bırakmasını istedi. İstikrarlı bir duş şutu var , top hakimiyeti üst düzeyde ve iyi bir saha görüşü var. Zaman zaman PG de oynayabilen Johnson ligde gözardı edilen yıldızlar arasında. İyi bir lider ve kritik anları oynamaktan korkmuyor.Atlanta organizasyonun attığı akıllı hamleler (Shelden Williams hariç) sonucu etrafındaki kaliteli kadroyla JJ önderliğinde yıllar sonra contender bir takımlar.

2.Amar’e Stoudemire (2002 Draftı 9.)
Hiç savunma yapmamasına, kendisinin ve takımın bu kadar etkili olmasını sağlayan sistemde pivot oynamak zorunda olduğu için mızmızlanmasına ve verdiği demeçlerle takımda huzursuzluk çıkarmasına rağmen Amar’e ligin en etkili skorerlerinden birisi. Mükemmel atletik yeteneklerinin yanına iyi bir orta mesafe şutu da ekleyen Amar’e saha dışındaki negatif yönlerine rağmen çok çalışkan bir oyuncu. Saha içinde ise hücumda aynı şekilde özveriyle oynamasına karşın savunmaya hiç bulaşmıyor ve onu takas etmek isteyen Phoenix’in alıcılarının tereddüt etmesine neden oluyor. Geçirdiği ağır sakatlık sonrası çok iyi çalışıp eskisi gibi dönmesini takdir etmek lazım. Draftda Amar’e yerine tercih edilen oyuncular arasında Dejuan Wagner, Tsikitishvili , Chris Wilcox bulunuyor. Oyunun tek yönünü oynaması ve liderlik vasıflarından yoksun olması nedeniyle Amar’e 2. sırada.

3.Tony Parker (2001 Draftı 28.)
28. sıraya düştüğü için hayal kırıklığına uğradığını söyleyen Parker aslında seçildiğini için şanslı bile sayılabilir. Draft öncesi Spurs ile workouta çağırılan ancak savunmada fiziki zaafları nedeniyle ezilen Parker’ı Popovich anında geri gönderdi. Daha sonra Fransadaki yıllarından kasetleri izleyen Popovich ona 2. bir şans daha verdi ve bu sefer Parker’ın daha iyi bir izlenim bırakması sonucu draft edildi. İlk yıllarında çok istikrarsız bir görüntü çizen Parker bazı maçlarda tamamen sahadan siliniyor ve özgüveni yerle bir olmuş bir oyuncu izlenimi veriyordu. Bir sonraki maç ise 30 sayı atabiliyordu. İlerleyen yıllarda hem saha içindeki oyunuyla hem de saha dışındaki başarılarıyla (Eva Longoria ile evlenmesi ;)  ) özgüvenini kazandığını görebiliriz.En büyük özelliği çabukluğu ve pota altındaki bitiriciliği olan Parker’ın oyunun temeli potaya yaptığı saldırılar ve kendine güvenin yerine oturması onun daha korkusuzca içeri dalması anlamına geliyor. NBA’de uzunlar ve diğer tüm oyuncular dahil son yıllarda boyalı alandan en çok sayı bulan isimlerden birisi.2007 yılında finallerde tutturduğu 25 sayı ortalaması ile NBA tarihinde finallerin MVP’si seçilen ilk Avrupalı oyuncu unvanına sahip. Oyun kurucu yetenekleri sınırlı olsa da ligdeki çabuk oyunculardan birisi ve ilerlettiği dış şutu onun skor potansiyelini arttırıyor.

4.Zach Randolph (2001 Draftı 19.)
NBA’deki ilk iki yılında potansiyelli bir oyuncu olarak bilinen ancak sahaya pek fazla bir şey koyamayan Randolph , 2003-2004 yılında beklenen gelişimi gösterdi ve o yıldan beri ligin elit pota altı skorerleri arasında. Kariyeri boyunca Memphis’e gelene kadar ligdeki ‘kara delik’lerden biri olan Randolph her aldığı topu potaya atıp, bir pota altı oyuncusu için düşük yüzdeyle oynayıp bolca top kaybı yapıyordu. Bu yıl Memphis’de gösterdiği performans ile bu listede 4. sırada olan Randolph’un top kaybı ve saha içi yüzde istatistikleri kariyerinin en iyisi.Diğer istatistiklerinde belirgin bir atış olmamasına rağmen Memphis maçlarını izleyenler ondaki değişimi görebilirler.Bu yıl yeteneklerinin yanına mücadelesini de koyan Randolph savunmada gayret gösteriyor ve her ribaundu kovalıyor.

5.Richard Jefferson (2001 Draftı 13.)
Atletik yetenekleri çok üst düzeyde bir oyuncu olan Jefferson kariyeri boyunca zıplamaktan başka şeyler yapabildiğini de gösterdi.Bolca top kayıpları da buna dahil.Ortalama üstünde bir savunmacı, istikrarlı olmasa da iyi sayılabilecek düzeyde bir dış şutu var.Bu yıl San Antonio gösterdiği performans beklenenin çok altında.Popovich’in sistemine alışma sürecinde olduğu ve zaman ilerledikçe istatistiklerini yukarı çekeceği düşünülürken 70 maçı geride bıraktığımız sezonda Jefferson’dan bir hareketlenme göremedik.Onu performansı yaşlanan San Antonio’nun şampiyonluk umutları için çok önemli çünkü, ne kadar bunu söylemek beni üzse de, 25 Nisanda 34 yaşına basacak olan, Duncan eskisi gibi değil.

6.Danny Granger (2005 Draftı 17.)
4 yıllık kolej kariyerinin ardından Indiana Pacers tarafından draft edilen Granger, geçtiğimiz yıla kadar her yıl sayı ortalamasını 6 arttırıp ligin etkili hücum silahlarından birisi haline geldi. Maçta istatistik kağıdını top çalma ve blok dahil her alanda doldurabilen Granger bu yıl sakatlık dönüşü yüzdelerinde büyük bir düşüş yaşadı.Etrafında takım kurulabilecek bir yıldız olduğunu düşünmüyorum ancak ligin en iyi şutörlerinden birisi ve komple bir oyuncu.Bende hep şutu daha iyi ama atletik yetenekleri biraz daha kısıtlı olan bir Scottie Pippen havası yaratıyor.

7.David West (2003 Draftı 18.)
2003 draftının bir başka ürünü olan West, Chris Paul ile birlikte oynamanın getirdiği avantajla birlikte ligin iyi pota skorerlerinden birisi olarak adını duyurdu. Daha çok sayılarını yüksek yüzdeyle attığı orta mesafe şutundan bulsa da pota altı oyununu biraz daha geliştirmiş gözüküyor.

8.Kevin Martin (2004 Draftı 26.)
Pozisyonuna göre çok zayıf ( 83 kg) ve çok kötü şut stili olan bir oyuncu Kevin Martin. Aynı zamanda %40 la üçlük atabilen iyi bir savunmacı. Bu tezatlar içerisinde ligdeki 6. yılını geçiren Martin kaliteli bir skorer olarak kendini kabul ettirmiş durumda.Bu yıl Tyreke Evans’ın katılımı ve topu çok domine etmesi hem Martin’in istatistiklerinde düşüşe neden oldu hem de katkı verme çabası içinde olan Martin’in top eline geçtiğinde zorlaması sonucu yüzdelerinde de bir düşüşe neden oldu. Yeni takımı Houstonda daha yüzdeli bir performans sergileyen Kevin sayı ortalamasını da yükseltmeyi başardı.

9.David Lee (2005 Draftı 30.)
Lige girdiği ilk yıldan itibaren mücadelesi ile bir çoklarının favori oyuncuları arasına giren David Lee yıllar ilerledikçe her sezon oyununa birşeyler katmayı başardı. 2. yılında benchden gelerek double-double ortalamalar tutturdu ve NBA tarihinde Kevin McHale’den başka bunu başarabilen 3. bir isim olduğundan şüpheliyim. Araştırmalarım sonucu kesin bir bilgi edinemedim. Mike D’Antoni’nin sisteminde takımlarının her maç daha fazla şut kullanması Lee’nin artan istatistiklerinde bir etken olsa da kendisine iyi bir orta mesafe şut ve bir kaç pota altı hareketi eklemiş durumda.

10.Rajon Rondo (2006 Draftı 21.)
Son 2 yılda Rondo , 2007 NBA finallerindeki tedirgin görüntüsünden çok uzak.Çok kaliteli bir atlet , iyi bir savunmacı olmak için her özelliğe sahip ve savunmada gösterdiği gayretin sonucunda bana göre ligdeki en iyi savunmacı PG.İçeri driveları çok etkili ve hücumda doğru adamı bulma becerisi üst düzeyde.Dış şutunun neredeyse sıfır olması rakip savunmaların onu riske etmesine ve kendisini bir adım geriden savunup drivelarını daha iyi savunmasına yol açıyor.Oyun stili ve fiziki yapısı gibi bilekleri de çok sert ve ne kadar çalışırsa çalışsın iyi bir şutor olacağını düşünmüyorum.Ancak her şeye rağmen dış şut tehditinin hiç olmaması kabul edilebilir gibi değil.Şut sokabildiği takdirde skor potansiyeli çok fazla artacak ve bence şutör bir Rondo bu ligde gerçek bir süperstar olur.

Hidayet Türkoğlu (2000), Gerald Wallace-Samual Dalembert (2001),Caron Butler (2002), Josh Howard-Leandrinho Barbosa-Boris Diaw-Kendrink Perkins (2003),Josh Smith-JR Smith (2004), Rodney Stuckey-Aaron Brooks (2007) bu listede bahsedilmesi gereken diğer oyuncular.

Son olarak geçtiğimiz yılın draftına bakarsak
AJ Price,Chase Budinger,Marcus Thornton,Jonas Jerebko,Dejuan Blair,Sam Young 2. turdan lige katılıp ses getiren oyuncular. Bunların arasında Jerebko ileriki yıllarda büyük gelişme göstermesini beklediğim komple bir oyuncu. Kolej kariyerinde geçirdiği ağır sakatlık ve pozisyonu için kısa olan boyu sonucu 2. tura düşen Dejuan Blair de çok kaliteli maçlar çıkardı ve 13 Ocak’da Oklohama’ya karşı 28 sayı 21 ribaund’lık bir performans ortaya koyarak 20-20 yapan bir kaç çaylakdan birisi oldu. Chase Budinger atletik bir beyaz ve iyi bir şutör. Başarılı bir kolej kariyerinin artından lige katıldı ve sakatlanana kadar Houston’a iyi bir katkı veriyordu.Son dönemde çaylakların ve Avrupalı oyuncuların alışık olmadığı yoğun maç temposu namı diğer çaylak duvarından nasibini almış gibi gözüküyor.Son olarak Marcus Thornton 2 numara pozisyonu için fiziğinin yetersiz olmasına karşın son dönemde çok iyi maçlar çıkardı.Dışarıdan iyi bir isabet oranıyla oynuyor ve Hornets’ın en sıkıntılı bölgesi olan shooting guard pozisyonunda iyi maçlar çıkartıyor.

Bu draftın ilk 10 sıranın altından seçilen en kaliteli oyuncusu seçmek istersek de benim oyun Omri Casspi’ye.İyi bir şutör ve çok mücadeleci bir oyuncu.Sert bir oyun stili var.Atletik bir Nocioni izlenimi veriyor.

Hasheem Thabeet’i ise 2009 Draftının en büyük hayal kırıklığı olarak adlandırabiliriz. İzlediğim maçlarında boyuna ve kilosuna göre hareketli bir oyuncu gibi gözükse de maçlarda çok basit hatalar yapıyor.Maç başına 11 dakika süre alıp yaptığı 1.2 blok etkileyici ancak 11 dakikada ortalama 2 faul yapması daha da etkileyici.Her şeye rağmen ileriki yıllarda ligin en iyi pota altı savunmacısı olmasını beklediğim Thabeet’in pota altında Randolph ve Marc Gasol’u bulunduran bir takım tarafından draft edilmesi bu seçimi daha kötü kılıyor.

Sinan Cem Civili