Etiket arşivi: Beko Basketbol ligi

“Beko Basketbol Ligi Avrupa’nın En Önemli Liglerinden Biri”

Beko Basketbol Ligi, (A) Milli Takım’ın Avrupa Basketbol Şampiyonası’ndaki rakipleri ve kariyeriyle ilgili açıklamalarda bulunan Onan, Beko Basketbol Ligi’nin bu sezon çok çekişmeli maçlara sahne olduğunu söyledi.

Birçok basketbol otoritesi tarafından İspanya ACB Ligi’nin Avrupa’nın en iyi ligi olarak kabul edildiğini belirten Onan, ”Bu ligi bir kenara koyarsak, Türk basketbolu olarak, Yunanistan ve İtalya gibi önemli basketbol ülke liglerinin seviye olarak çok üstüne çıktık. Söz konusu ülkelerde sadece 1-2 takım çok kaliteli ve üst düzeyde. Bizde ise önemli yatırımlar yapan, kadrosunda birçok yıldız oyuncu barından en az 6-7 kulüp var” dedi.

Türk basketbolunun hem milli takım, hem de kulüp bazında artık çok başarılı sonuçlar aldığını kaydeden Onan, ”Tabii bu başarılarda ülke olarak kalıcı olmamız lazım. Basketbolumuzun bir üst seviyeye çıktığına inanıyorum. Hem milli takım bazında, hem de kulüp olarak Avrupa Kupası maçlarında artık çok daha başarılı sonuçlar alıyoruz. Efes Pilsen’in ve Fenerbahçe Ülker olarak bizlerin THY Avrupa Ligi’nde istikrarlı bir şekilde ilk 8’i her zaman zorlamamız gerekli. Ben ilerleyen yıllarda hem Efes Pilsen’in, hem de bizim, istikrarlı bir şekilde 4’lü finallere kalacağına inanıyorum” diye konuştu.

-”AVRUPA BASKETBOL ŞAMPİYONASI’NDA GRUPLAR ARASINDA ADETA UÇURUM VAR”
Litvanya’da düzenlenecek olan 2011 Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda gruplar arasında adeta uçurum olduğunu belirten Ömer Onan, şunları söyledi:
”Şampiyona gerçekten kolay olmayacak. İkinci tura kaldığımız takdirde, çapraz gruptan gelen ekiplerin de oldukça güçlü olduğunu görüyoruz. Ama artık biz dünya ikincisi bir ülkeyiz. En son Polonya’da yapılan Avrupa Basketbol Şampiyonası’nda ilk 4’ün kapasından dönmüştük. Litvanya’daki şampiyonada ilk 8’e kalmayı başarabilirsek, şampiyonluğun en büyük adayı oluruz. Çünkü oraya kadar şampiyonanın en zorlu rakipleriyle oynamış olacağız.”

”12 Dev Adam”ın şampiyonada (A) Grubu’ndaki rakiplerini de değerlendiren Onan, ”Evsahibi Litvanya’nın grubumuzda olması tabii ki bir dezavantaj. Çünkü bu tür önemli organizasyonlarda evsahibi takımların büyük avantajı olabiliyor. İspanya’nın kalitesi zaten ortada. İngiltere büyük bir ihtimalle üç önemli NBA oyuncusuyla şampiyonaya gelecek. Onlar da 2012 yılında evsahipliği yapacakları olimpiyatlar öncesinde önemli bir prova yapmak istiyorlar. Polonya’nın iyi bir ekip olduğunu biliyoruz. Ama biz de çok tehlikeli ve iyi bir takımız. Bizim de böyle bir grupta olamamızdan dolayı diğer takımlar da hoşnut değildir” ifadelerini kullandı.

”Türk Milli Takımı olarak son yıllarda çok önemli gelişmeler kaydettik” diyen Onan, ”Çok kaliteli, genç uzun oyuncularımız var. Tecrübeli oyuncular olarak da bizler onlara her anlamda ağabeylik yapmaya çalışıyoruz. Artık birçok oyuncumuz NBA’de oynuyor. Fransa’da da çok fazla NBA oyuncusu var ama başarılı sonuçlar alamıyorlar. Önemli olan oradaki oyuncularımızın buraya hazır gelmeleri. Ersan ve Hidayet oynadıkları takımlarda istedikleri süreleri alabiliyorlar. İnşallah Ömer ve Semih de saha içinde aldıkları dakikaları arttırarak daha fazla oynama şansı yakalarlar. Onların hazır olması bizim için büyük bir avantaj olur” diye konuştu.

-”BUGÜNLERE ÇOK DİSİPLİNLİ ÇALIŞARAK GELDİM”-
2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’ndan bu yana yükselen bir form grafiği olduğunu kaydeden Ömer Onan, ”Etrafımda basketbolu iyi bilen insanlardan övgüler alıyorum. Tabii bu benim için çok önemli. Ben saha içinde oynarken keyif alıyorum. Keyif almaya devam ettiğim süre içinde de performansım hep böyle gidecek, buna inanıyorum. Bugünlere gelmemdeki en büyük nedenlerden biri çalışmaktır. Küçük yaşlardan beri disiplinli bir şekilde çalıştım. Günümüz basketbolunda oyunun hem hücum, hem de savunma yönünü iyi oynayan oyuncuların sayısı arttı. Ben de elimden geldiğince hem hücumda, hem de savunmada takımıma katkı vermeye çalışıyorum” diyerek sözlerini tamamladı.

27. Sayı

3SAYI basketbol dergisinin 27. sayısı online yayında. 16 konudan oluşan dergi 134 sayfa. Derginin bu ay kapak konusu Derrick Rose olurken dergimzide ayrıca Hidayet Türkoğlu’nun yanı sıra bir çok özel hazırlanmış incelemeleri bulabileceksiniz. Ücretsiz olan e-dergiyi okumak için tıklayınız.

3SAYI Basketbol Dergisi tamamen ücretsizdir. İstediğiniz her yerde yayınlayabilirsiniz.

3SAYI OCAK 2011

Genel Koordinatör

Bekir Sıddık KOÇ

Kapak Tasarımı

Fırat Çimenli

Dergi Tasarımı

Fırat Çimenli

3SAYI Yazım Ekibi

Bekir Sıddık Koç

Cem Tokatlıoğlu

Çetin Kuzu

Emre Dağdelen

Fırat Çimenli

İlker Keser

Gizem Kumbasar

Gökhan Bayezit

Mehmet Buğra Çiçek

Mehmet Samet Bora

Okan Çarga

Önder Akcollu

Salih Cengiz

Sinan Cem Civili

3SAYI Ocak 2011 Konu ve Yazarları

08 Ayın Öne Çıkan Oyuncuları- Sinan Cem Civili

16 Son Saniyelerin Adamı: Manu Ginobili – Sinan Cem Civili

20 Sihrin Gerçek Sahibi: Hidayet Türkoğlu – Gökhan Bayezit

26 Muhteşem Poohdini: Derrick Rose – Sinan Cem Civili

36 NBA Takımı Tutmak – Cem Tokatlıoğlu

42 Sercan Topcu Röportajı – Emre Dağdelen

50 Ahmet Çakı Röportajı – Gizem Kumbasar

62 Turkish Airlines Euroleague Top 16 – Önder Akcollu

70 Gençlik Kulüplerinde Antrenör Olmak – Emre Dağdelen

76 Basketbolumuzda İz Bırakanlar #5: İbrahim Kutluay – Çetin Kuzu

84 Bayan Basketbolunda Hedefler Buraya Kadar mı? – Mehmet Samet Bora

90 Bruce Bowen & Ron Artest – Okan Çarga

100 NBA Smaç Efsaneleri – En İyi 10 Smaçör  – Sinan Cem Civili

106 TB2L’de Yabancılar Olmasaydı – Emre Dağdelen

110 Beko Basketbol Ligi’ne Genel Bakış: TBL11 – İlker Keser

128 NBA2K11 – Salih Cengiz

134 Kapanış

e-dergiyi okumak için tıklayınız

3SAYI Basketbol Dergisi 27. Sayı Konu İçerikleri

Ayın Öne Çıkan Oyuncuları: Aralık ayının öne çıkan oyuncuları; Andrew Bogut, Kevin Love, Grant Hill, Amare Stoudemire

Son Saniyelerin Adamı: Manu Ginobili : San Antonio Spurs Bugün NBA’in Zirvesinde yer alıyorsa en büyük katkı şüphesiz ondan geldi.. Emanuel Ginobili yazısı sizlerle..

Sihrin Gerçek Sahibi: Hidayet Türkoğlu: Takas gerçekleşti ve Hidayet Orlandoya döndü. Hido’nun dönmesiyle maçları kaybeden Orlando da işler tersine döndü.. Orlando bir seri yakaladı gidiyor, bunda şüphesiz en önemli katkı Hidayet Türkoğlu’ndan geliyor. Bu da Orlando’daki sihrin Hidayet’ten kaynaklandığını gösteriyor herkese..

Muhteşem Poohdini – Derrick Rose: Chicago Bulls’un en değerli oyuncu, Jordan’dan sonra belki de en etkileyeci performans sergileyen bu hızlı adam, dergimizin bu ayki kapak konusu olmayı hak etti..

NBA Takımı Tutmak: Hangi takımı niçin tutuyorsunuz, takımınız kafaya oynamasa yine de tutar mısınız? Yoksa siz sadece popüler takım peşinde misiniz?

Sercan Topcu Röportajı: TB2L’den bu ayki röportajımız Gelişim Koleji’nin başarılı, başarılı olduğu kadar, saygılı, centilmen oyuncusu Sercan Topçu.

Ahmet Çakı Röportajı‘‘Fenerbahçe Ülker maçını hakem kararı ile kaybetmemiz ilkti ve bu son da olmayacak’’ : Erdemir Antrenörü Ahmet Çakı’dan yine bomba açıklamalar.. Koç ile gündemdeki konuları ve basketbolumuzdaki istikrarsızlığı konuştuk.

Turkish Airlines Euroleague Top 16: İkinci tura kalan takımlardan öne çıkanları incelediğimiz yazıda final 4 yolunda kimlerin daha şanslı olduklarını yazdık.

Gençlik Kulüplerinde Antrenör Olmak : Altyapılarda antrenör olmanın zorluklarını, heyacanını, gururunu, çalışanını, çalışmayanını yazdık.

Basketbolumuzda İz Bırakanlar #5: İbrahim Kutluay: Basketbolumuzun efsaneleri bölümünde bu ayki konuğumuz İbrahim Kutluay.

Bayan Basketbolunda Hedefler Buraya Kadar mı?: Şampiyonluk hedefi olan yok mu? Herkesin hedefi ligde kalmak mı sadece?

Bruce Bowen & Ron Artest: NBA’de savunma deyince akla ilk gelen isimlerden ikisini karşılaştırdık. Bunlar işi biraz da abartanlardan: Kelepçe Bowen, Sert Kaya Artes

NBA Smaç Efsaneleri – En İyi 10 Smaçör: NBA Tarihinin en iyi 10 smaçörünü sıraladık.

TB2L’de Yabancılar Olmasaydı: İkinci ligde yabancılar olmasaydı nasıl bir lig izlerdik acaba?

Beko Basketbol Ligi’ne Genel Bakış: TBL11: Beko Basketbol Liginde’ki takımlara bir göz attık..

NBA2K11: Bugüne kadar yapılmış en iyi NBA oyununu inceledik. Ayrıca ufak tefek birkaç oyun hilelerini de bulabilirsiniz yazıda..

online dergiyi okumak için tıklayınız

Kadronun Başarısı Kuruluşundan Başlar

KADRONUN BAŞARISI KURULUŞUNDAN BAŞLAR – Beko Basketbol ligi 2010 sonu değerlendirmesi

Beko Basketbol Liginde 2009-2010 sezonu en çok eleştiriye hedef olan Fenerbahçe Ülker’in 2 kupa birden kazanıp ezici üstünlüğü ile son buldu.
Bu şampiyonluklarda aslında Cumhuriyet tarihi boyunca yapılmış en yüksek harcama ile (20.Milyon Euro) 3 kupada da sınıfta kalan Efes Pilsen’in de rolü büyüktü.Ataman’ın gelişi ile çılgın bütçeler ortaya koymaya başlayan Efes Pilsen kendi değerlerini elinin tersi ile bir kenara itip hak etmediği halde uçuk paralar verdiği oyuncularından hiç verim alamayınca müthiş bir çöküş yaşadı.Bu çöküş aslında geçen yıl ki şampiyonluk sonrası ortaya çıkan doping olayı ile başlayıp play-off final serisindeki hezimet ile sona erdi.Lacivert beyazlılar sezon boyu oyuncu-Koç kavgasını bir türlü mutlu sona eriştiremediler.İdari alandaki başarısızlık teknik başarısızlıkla birleşince 2 yılda yaklaşık 38 milyon Euro çöpe gitti…….
Avrupa’da ilk yıl normal sezon sonunda şok eve dönüş.Bu sezon ise normal sezonun sonunda Avrupa’da bile çok inandırıcı görünmeyen ve çok tartışılan son maç talihiyle TOP 16….

Avrupa’daki Efes Pilsen bu mudur?

Ataman Beşiktaş’a gidişinde kulüp tarihinin en yüksek bütçelerini organize edip 3 kupa demişti ama final bile oynayamadan sezona veda etmişti.Daha da önemlisi Beşiktaş hala o yılın borçlarını ödüyor !!

Başlıktaki gibi düşündüğümüzde bir kadronun başarısı kuruluşundan başlıyor. Sezona girmeden eş-ahbap-dostun oyuncularını transfer ederek sonuç alınmıyor.Kulübün hedefleri ve oynanan ligin şartları doğrultusunda yapılmayan transferler böyle hüsranla sonuçlanıyor.Efes Pilsen ve Ergin Ataman bundan böyle umarım daha dikkatli olurlar.Çünkü Ataman Koç olarak Efes Pilsen de kulüp olarak büyük imaj kaybettiler.Bu imaj nasıl düzeltilir bilemiyorum.Avrupa’nın en saygın markalarından biri Avrupa’da can çekişiyor.Bir zamanlar İtalya-İspanya-Rusya ve Türkiye’de önemli bir havası olan Ataman ise o günlerden çok şeyler kaybetti.Biri basketbolumuzun en kariyerli kulübü…diğeri ise en kariyerli Koçlarından biri….Hadi artık toparlanın….yoksa aynaya baktığınızda bile kendinizi göremeyeceksiniz !

Efes’i eleştirdik ama 2 kupalı şampiyona da iki laf edelim.Bu iki kupa Fenerbahçe’nin eseri olmaktan çok rakiplerin çok kötü olması ile gelen kupalar.Bu kadar çok imkan ile bu kadar kötü basketbol ve Avrupa’daki hüsran neyle tarif edilebilir? Gelelim Fenerbahçe’nin kadro kuruluşuna…..Aydın Örs’ün gidişi sonrası Fenerbahçe oyuncu yetiştirmekle ünlü Bogdan Tanjevic’i işin başına getirdi ve Tanjevic’e de aynı şeyi söyledi ‘Bize oyuncu yetiştir’…..Ama uygulama 3 yıl içinde öyle olmadı.İlk yıl Emir ve Vidmar gibi 2 genci transfer edip yabancı hakkını kullanan Fenerbahçe Ülker Avrupa’da TOP 8 oynayıp ligi şampiyon bitirmesine rağmen birden farklı bir yöne kaydı.Önce Solomon NBA’e gitti.Ardından Williams ve Kinsey NBA oyuncusu havasına bürünüp takımdan ayrılınca Tanjevic’i dinlemek yerine transfer coşkusuna kapılan yöneticiler Bogdan’ın hiç istemediği isimleri getirmeye başladılar.Gordan Giricek bu konuda başı çekti ve takımdaki diğer isimlerle arasındaki müthiş fiyat farkı nedeniyle baştan huzuru kaçırdı.Üstüne sakatlıktan hiç oynayamayınca işin tadı kaçtı.Air Avellino’da iyi sezon geçiren Marquies Green ve Devin Smith Euroleague çizgisinde olamadılar.Emir ve Vidmar’ın gelişimi mutlu etse de TOP 16’dan ileri gidemedi sarı lacivertliler.Burada yöneticilerin Tanjevic’i bu iki oyuncunun transferinde eleştirmeleri bu sezon başında transferi Tanjevic’e bırakmamalarına neden oldu.Geçen yıl şampiyonluğun kaybedilmesinde önemli bir pay sahibi olan Solomon zorla yeniden getirildi ve hep sorun oldu.Gittiğinde ise Fenerbahçe’yi enkaza çevirmişti bile.Greer gibi yumuşak bir ismin transferi tuz biber oldu.Giricek zaten cam çocuk gibiydi.Yanından geçerken PÜFFF deseniz bir yeri sakatlanıyordu.Üzerine Greer derin darbe oldu.Euroleague’in normal sezonunu Ukic’i bekleyerek oyun kurucusuz geçiren Fenerbahçe Ülker orta sahayı zor geçince Euroleague’e havlu attı.
Sezon devamında Ukic’in gelişi ile yakalanan ivme 2 kupa birden getirse de Fenerbahçe transfer yanlışlarının faturasını ağır ödedi.Genç oyuncu seven bir sistem Koçunu getirip transferi yöneticiler yapınca sihir tamamen bozuldu ve Fenerbahçe sıradan bir Avrupa takımı haline geldi ve sürekli kan kaybetti.İlk yıl TOP 8,ikinci yıl TOP 16 ve son sene normal sezon sonunda eve dönüş !!!!!!

İşte 2 takımın transfer yanlışları birbirine benzeyince ortaya çıkan tablo bu oldu.Sadece birbirleriyle oynadıkları maçlarda izleyenlere keyif verdiler okadar.Avrupalı hep nokta atış yaparken ve Euroleague yıldız yetiştirirken biz ortaya hiç bir şey koyamadık.Demek ki maharet antrenmanda ya da takımın başında şık takım elbiselerle çıkmak değil öncelikle takımı düzgün kurabilmekmiş…..

TV yorumcusu olup ekranda biraz eleştirince hemen düşman ilan ediliyorsunuz.Eleştiriye hiç tahammülleri yok.Yıllardır bedava danışmanlık yapıyorum.Söylediğim,ikaz ettiğim hangi şey yanlış çıktı biri bana ne olur söylesin.Kimse ‘Bu adam Euroleague’i ve sistemleri iyi bilir.Bunu biraz dinlesek iyi olur’ demedi !!!

Eline telefonu alan Genel Müdürüme şikayet etti. Söylemlerimi değiştirmem için baskı uygulamaya çalıştılar…Sonuç? Ne söylediysem ve ikaz ettiysem onlar çıktı………!!!!!!!!!!!!!!!!!!

Kulüplerin öncelikle teknik ve idari kadro oluşumunu çok başarılı yapmaları gerekiyor.Çalışanların teknik ve idari katkıları teraziye konmalı.Teknik ekipte görünüp Avrupa takımlarının sistemlerini tanımayan,Koçların sistemlerini ve ne hamle yapacağını kestiremeyen ve oyuncuları teknik olarak tanımayan teknik ekiplere takım teslim etmemek gerek.
İdari anlamda ise öncelikle vizyon gerekir.Takımın üzerinde saygınlık gerekir.Teknik ekipten teknik olarak hesap soramayan idari ekip olabilir mi? Basketbol takımları şirket gibi yönetilmez beyler…..

Neyin neden yapıldığı,transferin hangi nedene dayandığı soruşturulmalıdır.Antrenörlerin oyuncu menajerleri ile ilişkilerini kulüpler çok iyi etüd etmelidir.Transferin nedenini araştırmalıdır.Yoksa daha büyük hüsranlar kapıdadır bilginize !!
Sezon öncesi bunları ikaz etmek istedim.Sonrası beni ilgilendirmiyor.Her koyun kendi bacağından asılıyor.Yanlış yapan bedelini öder.Bende  bu yazının tarihini ve bazı paragrafları alıp yeni yazıma ekler ve ‘Ben size filan tarihte söylememiş miydim’ diye gırgır geçerim….Bozulmaca yok….Beni şikayet etmek yerine biraz dinleseydiniz belki de Final Four’da sizleri izlecektik.2 Milyon Euro’luk Partizan 8-10 maç Aleks Maric’siz bu işi becerebiliyorsa bizde becerebilmeliydik.

Kadro kurmak bir sanattır.Avrupa’da bu tip sanatkarlar çok.Bakın Dusko Vujosevic 3 yıldır tarih yazıyor.Euroleague bu yıl ayıp olmasın diye en iyi Koç ödülünü Xavier Paqual’a verdi çünkü geçen yıl ödül Dusko’nun olmuştu.2 Milyon Euro’ya finali uzatmada kaçırdı…Barça’nın 18/1 bütçesiyle yani….!

Geçen yıldan Rakocevic, Pete Mickeal, McDonald ve Prigioni’yi kaybetmesine rağmen nokta atışlar yapan Dusko Ivanovic Süper Kadrolu Barça’yı İspanya finalinde ikisi Barcelona’da olmak üzere 3 kez üst üste süpürüp İspanya şampiyonluğunu kazandı.Bu adamın emeklerine ve transfer stratejisine bakan var mı acaba?

Bugünlerde transferlere bakıyorum ve mutlu olamıyorum. Avrupa’dan alınabilecek iyi oyuncular bunlar mı?
Akıllı transfer önce rakibini zayıflatmaktır. Yani Fener’in Efes’ten Kaya’yı alması gibi…Ama Avrupa’daki rakiplerimizin kadrosunu bozamıyoruz.Sadece onların bıraktığı isimleri kapıyoruz.Yangından mal kaçırır gibi.Efes ve Fener Cibona Zagreb’in üstüne üşüştü.Biri forvetini diğeri Koçunu aldı.Bu takım değil miydi sezonun büyük bölümünde en kötü yüzde ile şut atan,kötü basketbol oynayan,çok az maç kazanan ve en zayıf grupta 4’lü averajla TOP 16’ya kalan ? Ben başka bir lig mi izledim diye düşünüyorum bazen…….!!!!
Biraz söz geçirilebilecek Koç arıyor yönetimler sanırım.Perasovic ve Spahija o tip görünümlü Koçlar.Obradovic,Messina,Ivkovic,Ivanovic,Scariolo,Giannakis ve Vujosevic ile aynı ligin Koçu değiller.
Peki biz başka bir ligde mi oynayacağız? Bütçesi çok düşen CSKA Moscow son 3 yılda mucize işler yapan Dusko Vujosevic’i alabiliyor da biz neden alamıyoruz? Çünkü Koçun vizyonu ve kariyeri Kulüp vizyon ve kariyerini aşınca sanırım sıkıntı oluyor…tabii

Avrupa’daki vizyon…yanlış anlaşılmasın !!!!
Dünya basketbol şampiyonasına az zaman kaldı.Türk basketbolu çok önemli bir sınavdan geçecek.Bu sınav sadece Basketbol Federasyonu,Turgay Demirel,Tanjevic’in sınavı değil.Bu başarı ya da başarısızlık sadece onların eseri olmayacak.Bu basketbol hepimizin basketbolu.Sahada,ekranda,yazılı basında ya da işin yönetim bazında hepimizin ortak katkıları var.Ve tabii yanlışları.Şampiyona bittiğinde başarılı olduysak işi bitirdik diye algılarsak sonraki yıllarda hüsran yaşarız.Zaten tembellik ve erken havaya girme özelliğimiz üst düzeydedir.Aman dikkat….!

Ya da başarısız olursak Avrupa’nın en kötüsü ve en başarısızı filan olmayacağız.Başarılı olursak Demirel en iyisi ya da başarısız olursak Demirel en kötüsü olmayacak…Daha doğrusu olmamalı…Pasta içindeki  görevlerimizi ne kadar yaptığımızı etüd şansını bulmalıyız.Bundan sonraki yıllar için üretime katkı sağlamalıyız…….

Dünya Şampiyonası bitiminde ise Euroleague heyecanı için beklemeye başlayacağız.Yani en azından ben.Çünkü Euroleague benim yaşam biçimim oldu uzun yıllardır.Ancak Efes ve Fenerbahçe’nin şu andaki görünümü çok umut vermiyor….İnşallah ben yanılırım…Bu birazda gruplarla ilgili..Birbirine çok fazla denk takım olduğunda işler beklendiği gibi gitmeyebiliyor.Bu yıl bari gerek Dünya Şampiyonası ve Avrupa Kupalarında şans bizden yana olsun….
Yolumuz açık olsun…………

Nejat Sayman